
Dünden bu yana iki farklı düşünce beynimde dönüp duruyor.Aslında ikisi de birbiri ile ilgili,ilintili.
Sahibine mektupları sizlerle buluşturalı neredeyse 1,5 yıl oldu.Bu 1,5 yıl içinde hayatlarımızda bir çok şey değişti.
Bazen küstüm uzun süreler bloğa yazmadım,bazen yazacak bir şey bulamadım,bazen yazarak kafamı dağıttım,bazense kaçış yolunu Sahibine Mektuplarda buldum.Diğer blog yazarları içinde aynı mı bilmiyorum ama Sahibine Mektuplar benim için bir çocuktan farksız.Ne de olsa bir aşk çocuğu o…
Ama enteresan olan başka bir şey varsa hiç tanımadığım bir çok insana ev sahipliği yapan Sahibine Mektuplar ailem tarafından aforoz edildi.Kimi hiç girmemeyi tercih etti,kimi çok fazla yadırgadı,kimi özel hayatımı sizlerle paylaştığım için beni suçladı…
Belki bana kızacaksınız ama ben aile bağlarına inanmam.Belki annemi ve babamı erken yaşta kaybetmemden kaynaklı ama benim için sevgi kalpten kalbe bir bağdır ve o bağın kurulması için ille de arada kan bağı da olması gerekmez.Öyle insanlar girer ki hayatınıza kardeşinizden daha yakın olur size.Bazıları anneniz olu verir,kimileri babanız.Sığınırsınız onlara en dar anlarınızda.
İşte düşünce buradan yola çıktı,çünkü ben en dar anlarımda beni daraltan neyse Sahibine Mektuplar’a yazarım.Yani sizlerle paylaşırım.
İşte bu yüzden Sahibine Mektupları bunca zaman hor hakir gören ailemden ailelik ünvanlarını alıp bu gece sizlere dağıtmaya karar verdim.Dağıtım şekline gelince;
Öykü – Biricik küçük kardeşim (Onun yeri çok ayrı bende)
Uykusuz – Dayım J (Kendi dayılarım da İzmir’de ve onları çok anımsatıyorsun bana)
Papatya –Şu aralar Türkiye’nin keyfini çıkardığına eminim –ablam
Erkan – Karamsar ve Mutlu adam – Kuzen (Gerçek kuzenlerimi çok severim bilgin olsun)
Ali İkizkaya –Sizi tanıyalı çok az oldu ama nedense daha ilk bakışta ilk hissettiğim şey sizde,saygı ve yaşanmışlık .O yüzden evin büyük abisi
Verago – Onunla hem hemşeri hem de burçtaşız. – Kuzenim
Tarki – Gezgin adam –erkek kardeşim
Umarım kimse kızmaz,neredeyse herkes birbirini tanıyor zaten.Aslında ben bunu biraz yüzlere tebessüm olsun,aileme de kıssa dan hisse olsun diye yaptım.Hayatta bazı ünvanları hak etmediğimiz halde kazanıyoruz ve maalesef değerlerini hiçbir zaman bilmiyoruz.
Gelelim ikinci konuya ;geçen gün Sahibine Mektuplar’a adsız biri pek de hoş olmayan,beni tanımayan birinin yazmaması gereken şeyler yazdı.Bende olabildiğince kibar bir şekilde uyarmaya çalıştım.Ama sonra ya tanıdığım biriyse ve mecburen ismini saklama ihtiyacı duyuyorsa diye düşündüm.Sansüre karşı olduğum için kendi bloğumda da yorumlara engel koymadım.Umarım mecburen ismini saklama ihtiyacı duyarak bana ulaşmaya çalışan birinin kalbini kırmamışımdır ve gene umarım suistimal edilmiyorumdur.Ben böyleyim işte,önce yapar,sonra üzülürüm….
Sevgiyle Kalın….