7 Kasım 2009 Cumartesi

Sessiz Gemi Son-Aşk Suçlusu


Bazen hayatta en güvendiğiniz insanlar,sizi en çok acıtacak olanlar olabilir…


Bunun kalan hayatım boyunca senin için yazacağım en son yazı olmasını temenni ediyorum.

Elimde fotoğrafların saatlerdir öyle şaşkın şaşkın hala olanlara inanmaz bakıyorum onlara.İçimde bir yer seni öyle çok sevmiş öyle çok benimsemiş ki avaz avaz bağıran öfkemi duymazdan geliyor.

Sen öyle bir şeydin ki benim için;aşktan öte,sevgiden önce,adalettin sen,dosttun,güvendin.Doğruluğun ta kendisiydin.Saftın.Kaybolduğumda kutup yıldızım,hastalandığımda ilacım,ağladığımda neşe kaynağımdın.Temizdin sen,süt kadar beyaz,kar kadar temiz.Ama şimdi kan lekesi var o bembeyaz karın üzerinde.Artık saf değil,artık güvenilir değil,artık o benim kayıtsız şartsız güvendiğim tek insan değilsin SEN.

Bu yazıyı o yüzden yazıyorum işte,düne ve bugüne dair içimde kalan her şeyi sana söylemek için,bembeyaz başka bir sayfa için.İçinde sadece ben olan bir sayfa,içinde sen olmayan bir sayfa…Lekesiz,ter temiz…

Geçmiş;

Hep suçladın beni,ben kabullendikçe olan biteni daha da üstüme geldin.Ama şimdi ayna olacağım sana,aynı kendime olduğum gibi.Evet ben cesur değildim,masaya yumruğumu vurup,aşkımın peşinden gidemedim.Seni de yaktım,kendimi de …Aşk uğruna ölemedim..Ama ya sen…

Bekledim,günlerce gecelerce bekledim.Dün gibi aklımda,hani hep unutmuş olmamdan yakınırdın ya anımsıyorum şimdi,her şey çok berrak.Tam bizim odaya giden yol üzerinde,mutfağın az ilersinde ‘Bizi yan yana bile görmek istemiyorlar ,uzak dur benden,bitti bu iş’dedim…Ve bekledim…Bizim aşkımız buna yenilmez,saçmalama demeni,bir gece ansızın evimin kapısını çalıp bana sımsıkı sarılmanı bekledim.Seni seviyorum,böyle bitmez,buluruz bir çare demeni bekledim.Bir erkek gibi davranmanı bekledim…Sense kendi aşkının acısından,kendini kaybettin,soğuk kanlılığını kaybettin,beni kaybettin…Acın azalsın,nefret aşkını körertsin diye hayali sevgililer yarattım kendime…Ne çok hazır mışın meğer benden nefret etmeye,beni yerden yere vurmaya…

Aynanın bu tarafından bakınca aslında hayali bir sevgilisi olan ben değilmişim küçüğüm.Senin bir hayali sevgilin varmış,çok sevmişin onu ama gerçek olması için,senin olması için hiç mücadele etmemişin.Onu korkularıyla,acılarıyla hep yalnız bırakmışın sen.Suçlamak kolay gelmiş,bir büyük nefret büyütmüşün içinde,kırık küçük bir aşkın yanı sıra…

Bugün..

Hatırlarsın sana demiştim ben;Kalbinde bana yer yoksa sakın bir daha bana dokunma diye.Sakın demiştim,öldürürüm demiştim,hem seni hem kendimi…Olmaz demiştin ,bir daha olmaz…!Ben seni bugün öldürmek istedim sevdiğim,ben bugün kendimi öldürdüm küçüğüm…Senin anlık mutlulukların uğruna bende öldün sevdiğim!!!

Biliyordun,adın kadar emindin,kalbimde aşk varken hayır diyemezdim ben sana.Biliyordun adın kadar emindin,beni ne kadar acıtacağını,beni ölüp ölüp dirilteceğini…

Oysa ne kadar mutluydum,bilmeden senin tek gecelik sevgili oynunun başrolünü oynarken.İçimde baharlar açmıştı ellerim avuçlarındayken.Halbuki erken açan çiçekler gibiydim,sonu çaresiz ölüme açan çiçekler gibi.

Hak etmedim ben bunu,ben oynamadım kimsenin aşkıyla.Varken yok olmadım,yokken var!!Ben seni bir kere acıttım,bin kere değil…Ben seni acıtırken kendimde yanmaktaydım.Sense ateşin kıyısında benimle ısınmaktasın…

Hala inanasım gelmiyor,SEN BU OLAMAZSIN!!!

Şimdi bu şehirde bir yerde rahat rahat uyumaktasın,hatta belki eserinden mutluluk duymaktasın.İçin rahat,gönlün ferah…Belki derinlerde bir yerlerde ufak bir sızı duymakta ama umursamamaktasın…Yok sen bu olamazsın…!!!

Gelecek…

Daha fazlasını yazmak isterdim,ama yazamadım küçüğüm…Seni ben Allah’a havale ettim.Bundan sonrası mı?

Yarın sabah uyandığımda bembeyaz bir sayfam olacak,güvendiğim kimse olmasa da.Hayata yeniden başlayacağım,bu kez bana çok acı verselerde sana dair anılarımı unutmayacağım.Bir daha acıtamasınlar diye beni.Belki hayatımda ilk kez birine ait eşyaları tek tek toplayıp evimden çıkaracağım,fotoğraflarını yırtıp atacağım.Ama intikam planları yapmayacağım.

Hayat akıp gidecek,benden izlerini silecek.Sen el olup gideceksin benden…Bense öyle durup bakacağım ardından,belki bir kaç damla yaş akacak,o gece senin göremediğin yaşlar gibi sessizce..Ama yıkılmayacağım…Dimdik duracağım gene,bundan önce durduğum gibi.Gene hepinizi korkutan o güçlü kadın olacağım,taş keseceğim,duvar olacağım,bir kez daha kimse gelip te yıkıp geçemesin diye…Belki birkaç haberini alacağım,alacaksın…Ama boynum öne eğilmeyecek,içim rahat başım dik olacak,peki ya sen sevdiğim???

Ve biliyorum,bir gün o gelecek.Hiç korkmayacak benden,güçlü olacak beni taşıyabilecek kadar güçlü,sevgime layık olabilecek kadar insan.Aradığı bir son değil ,mutlu bir başlangıç olan biri….Canım deyip canımı yakmayacak biri…

Senin için içim elvermiyor kötü bir şey dilemek…Kendin gibi biriyle mutlu ol.Son dileğim tek duam;kimse ben gibi yakamasın canını yani kimse benim gibi sevmesin seni,kimseyi sevme beni sevdiğin gibi…

Küçüğüm,sevdiğim ve sevgilim;Elveda…


Not:Bu gün o en zor anda kilometrelerce ötede de olsa el verip nefes almamı sağlayan can dostum 'Uykusuz'a binlerce teşekkür ederim...

5 Kasım 2009 Perşembe

Çok Korkuyorum!!!!

Rüya değildi biliyorum,uyanıktım,uyanıktık!!!

Dünyanın en mutlu insanıydım…Sen de mutluydun gördüm!!!

Bu ellerdi ellerini tutan,bu dudaklardı öpen,öpülen…

Ne olur bana anımsamıyorum deme

Ne olur bana hataydı deme

Ne olur bana gene ‘biz’ diye bir şey yok deme

Ne olur beni öldürme!!!


Bu sabah bir büyük korkuyla uyanan bu deli kızdan,birileri benim için dua etsin,rüya devam etsin diye.Mutlu bir son olsun demeyeceğim,mutlu bir başlangıç istiyorum çünkü ben…

1 Kasım 2009 Pazar

Küçük Bir Aşk Masalı IV (18+)




Birkaç ay sonra Beyza evini taşımaya karar verdi.Uzunca bir süre her hafta sonu ev bakmaya gitti.Erkan kurstan çıkar çıkmaz Beyza’nın yanına geliyor evleri görmeye beraber gidiyorlardı.

Beyza her geçen gün biraz daha kendinden uzaklaşmaktayken Erkan her boş saniyesini onunla geçirmek için elinden gelen her şeyi yapıyordu.Bu ev arama hikayesini de o yüzden sevmişti Erkan.Çünkü yalnızdılar ve bu onun için çok değerliydi…

Oysa Beyza kendini köşeye sıkışmış hissediyor,Şemsinin ona anlattıklarını bir türlü aklından çıkaramıyor,Erkan’la oturup konuşmayı başaramıyor,bir girdaba kapılmışcasına oradan oraya savrulup duruyor ve bu durum gitgide onu daha da sinir bozucu hale getiriyordu.Öyle ki durduk yere kavga çıkarmayı başarır hale gelmişti,kah bulamadığı yolların,kah vaktinde gelmeyen halıcının sorumlusu Erkan oluyordu.Erkansa her şeye rağmen Beyza’nın yanında kalmaya devam ediyordu.

Çözemiyordu Beyza.Ona göre bir düğüm vardı bu ilişkide ve uğraştıkça çözmeye ,üstüne yeni düğümler ekliyor gibiydi.Emin değildi sevildiğinden ve sevildiğine emin olmayan tüm kadınlar gibi sinirliydi kendine,herkese en çokta sevdiğine…

Çözemiyordu Beyza,madem gitsin istiyordu ,madem inanmıyordu bu aşkın gerçekliğine nedendi bu içindeki bitmeyen sevgi Erkan’a karşı.Onu görünce elleri terliyor,kan basıncı artıyordu.Tarif edemediği duygular sarıyordu tüm bedenini.Sanki onu bir seferde içip tüketmek ister gibiydi.Kendine ait olsun ama bir daha kimsenin olamasın diye bir kere de bitirmeliydi onu.Çözemiyordu Beyza…Çünkü bu daha önce başka bir erkeğe hissettiği türden bir şey değildi.

Sonunda aradığı evi buldu Beyza,daha görür görmez budur dedi.Ev çok eski kırık döküktü ama iki şey vardı ona budur dedirten.Ona annesini anımsatan oturma odasının girişine asılı minicik bir nazar boncuğu ve insanların gözlerini kamaştıran aydınlık…O yüzden olsa gerek hemen tutuverdi evi,yapması gereken masrafları bile düşünmedi.Bu ev onun hayatını değiştirecek,güzelleştirecekti.Tuhaftı ama yanında sevdiği adam olmasına karşın her şeyi tek kişilik düşünüyordu.Hazırladığı gelecek sadece ve sadece kendine aitti.Nasılsa Erkan vakti gelince gidecekti,aynı Şemsinin ona dediği gibi.O daha çok gençti ve onu bir ömür yanında tutacak hiçbir şeyi yoktu Beyza’nın.

İlişkileri içinde önemliydi bu ev ,sonunda yalnız kalabilecekleri bir dört duvarları vardı.Talihsizlik o ki Meral’in evi Beyzanın evinin tam karşısında hatta yatak odası camları birbirine bakmaktaydı.Gene de yalnızdılar işte…

O gün Beyza’nın iki sene önce beğenip ,bu evi tutunca gidip bulup üstelikte çok ucuza kapattığı koltuk takımları gelecekti.Erkanla Beyza evde teslimatı yapacak olan kamyonu bekliyorlardı.Daha camlarda perde yoktu ve Erkanla ,Beyza birbirlerinden uzak durmayı bir türlü başaramıyorlardı.Ufak bir dokunuş,sarılmaya,bir küçük sarılma ateşli bir öpücüğe dönüşüyordu.Böyle anlarda Beyza perdesiz pencereleri bahane etse bile belki de ömrü boyunca öpüşmekten bu kadar zevk aldığı başka bir adam daha olmayacaktı.Kendine itiraf edemese bile Erkan’ı izlemekten bile zevk alıyordu o.Bazen ufak bir el hareketi bile onu baştan çıkarıyor ve bu duruma en çok gene kendisi şaşırıyordu.Genelde böyle konularda çok utangaç bir kadın olan Beyza,Erkan’ın yanında sevdiğini baştan çıkarmak için aşk oyunları oynayan cazibeli bir kadına dönüşüyor,onun tek bir dokunuşuyla içinde hiç sönmeyen yangınlar çıkıyordu…Bu daha önce bildiği türden bir duygu değildi.Anlamıyordu ama kendine engelde olamıyordu.

Birkaç gün sonra evini taşıdı Beyza.Kuzeni İbrahim,Meral ve tabii ki Erkan yardım için oradaydılar.Erkan dördüncü kattaki evin camlarını bile sildi.Beyza böyle anlarda hep olduğu gibi ev taşınırken de üst düzey sinirliydi.Kimi bulsa haşlıyordu.Evin her yerinden birileri ismini çağırıp ona bir şeyler soruyor.Beyza’ysa her saniye biraz daha sinirli bir insan oluyordu.Gün bitti,evde her şey yerli yerine yerleşti.İbrahim ve Meral kendi evlerine gitti.Erkan gitmedi…O gece hiç gitmedi…..

Oysa gene mutsuzdu Beyza,yorgundu ve zamanlamadan mutsuzdu.Her şey daha mükemmel olsundu tek derdi.Ne yapsa ne etse Erkan mutlu edemiyordu bir türlü onu.Halbuki nasıl da mutluydu Erkan,sevdiği kadının yanında uyanmaktan.Kalkıp ona menemen hazırladı kendi elleriyle,Beyza mutlu olsun ona yeterdi.Onun gülsün yüzü Erkan’a yeterdi.Bir de gülseydi…

Beyza gülmedi…Güldürmedi…

SAYAÇ

Sitenizesayac.com