13 Haziran 2009 Cumartesi

Kocam Size Emanet….!!!


Hafta içi televizyonun karşısında pinekleyip kanal kanal gezerken birden bile bir programa gözüm takıldı ve aynı anda acaba bizim toplum ataerkilden anaerkile mi geçiş yaptı benim haberim yok diye düşünmeye başladım.

Kısa süre önce yemeklerini yarıştıran hanımefendiler galiba bununla yetinmemiş olacaklar ki bu kez de kocalarını yarıştırmaya başlamışlar.İşin ilginç yanı bu gariban kocalar buna nasıl razı gelmiş.Şimdi programı hiç izlememiş olanlar gayri ihtiyari bu hanımefendilerin kocalarını yarıştırmasından en mükemmel eş olanın seçildiğini falan zannedebilirler ama öyle değil.Durum daha da trajik hatta trajikomik.

Bu hanımefendiler yememişler içmemişler,senelerdir aynı evi paylaştıkları kocalarının beğenmedikleri yönlerini oturup konuşarak çözmek yerine ,nasıl olduğunu bilmediğim bir şekilde eşlerini bu programa katılmayı razı getirip ,5 günlüğüne bir eve tıkıp,orada eğitim almalarını sağlamışlar.Şimdi eğitim almak kötü bir şey değil diyebilirsiniz ama iş sadece moda ,spor ,dans,görgü ,sofra adabı gibi konularda eğitim almakla kalmayıp ,ki buna da taktım ben,bir de sevgili hanımefendilerin kocalarından mutlu olmadıkları noktalarla ilgili ceza vermesine kadar gidiyor.Şaşırmayın çünkü bu zavallı ,öz güveni sıfıra indirgenmiş,rezil olmuş adamcıklar yer silmekten,ütü yapmaya hatta yemekten nefret ettikleri şeyleri yemeğe bile zorlanıyorlar.Hemen burada bir noktaya değinmek istiyorum,mevcut hanımefendilerin büyük bir çoğunluğu ev hanımı!!!

Gelelim eğitim konusuna;özellikle dans dersine taktım ben.Dersimizin konusu Tango.5 gün ile sınırlandırılmış olmasından kaynaklı sanırım hızlandırılmış Tango.Varsayalım ki bu beyfendiler 5 günde tangoyu yalayıp yuttular,ya hanımlar acaba kaçı biliyor tangoyu.Bizim ulusal dansımız falan da bana mı öğretmediler bunca yıldır? Tango eğitimi veren saygıdeğer hanımefendinin şu sözlerine de takıldım ben.Hanımefendi hanımefendileri dansa kaldırma yöntemlerini anlatırken dedi ki eşlerini dansa kaldırırken çiçek gibi sunacaksınız dans platformuna!!!Yahu biz kadınlarımıza ,erkeklerle birlikte hayata karışmalarını,omuz omuza hayatla mücadele etmelerini öğütlüyoruz,siz gene kadın milletinin bilinçaltına o çıt kırıldım çiçek,böcek,pamuk prenses imajını şırınga ediyorsunuz.Bir kere tango tutkunun dansıdır,bizim kadınlarımızın kaçı cinsel kimliğiyle barışık.Yazık gerçekten çok yazık…

Kendimi bunca soytarılığın yarışmanın sonunda ödül olarak verilen 10 000 TL için olduğuna inandırmaya çalışıyorum.Umarım her yanından ego fışkıran bu hanımefendiler,gerçekten 5 günde kocalarının başka insanlara dönüşeceklerine,evlilikleri ile ilgili tüm sorunların bu program ile çözüleceğine ve daha da mühimi tek sorunun sadece eşleri olduğuna inanmıyorlardır.Çünkü iki kişi arasında bir sorun varsa emin olun ki suç tek kişi de değildir.

Önce yemekler,sonra kocalar bakalım Türk televizyonculuğu önümüzde ki günlerde daha neleri yarıştıracak ve bu yolla bu toplumu yozlaştıracak.Neyse en azından bana yazacak konu yarattılar.

Şimdi hepiniz yukarıda ki fotoğrafla, konuyu bağdaştıramamış olabilirsiniz ama bu fotoğraf el yapımı (benim elim)ve geçen ki yazıma çok güzel bir şiir yazan ,blog sayesinde tanıdığım Erkan’a.Umarım ismini yazmamdan rahatsız olmaz.Aslında fotoğrafı direk onun bloğuna yollamayı çok denedim ama gene bilişimsel yeteneksizliğim baş gösterdi.Neyse umarım beğenir,umarım herkes beğenir…


Sevgiyle kalın…

7 Haziran 2009 Pazar

Yaşasın Fotoğraf Çekmek…


Ve sonunda uzun ve meşakkatli geçen bir satın alma kararı sonrasında Canon 450 D ‘me kavuştum.Sanırım hayatım boyunca kendime aldığım en pahalı hediye bu oldu.Bir nevi doğum günü hediyesi.Hatta üzerine daha fazla anlam yükleyip topu topu 19 gün sonra 30. yaşıma gireceğim için bunu bir 20li yaşlara veda 30 lu yaşlara merhaba hediyesi olarak da kabul edebiliriz.

Şimdiye kadar yazarak kendini ifade eden biri için fotoğrafla ifadeyi denemek başlangıç dönemi için bir hayli zor geçiyor diyebilirim.Yani tek bir fotoğrafla tüm anlatmak istediklerini anlatmak,tüm o duyguyu tek bir resimle dışa aktarmak gerçekten zor.Ama benim umutlarım var,benim hayallerim var ve tüm bunları gerçekleştirebilmek için yaşama dair gücüm ve hırslarım var.

Eminim ki önümde uzun bir yol var ama ben bu yolu kat edip yolun sonunda bambaşka bir hayat bulmayı bekliyorum.Fotoğrafçılığın temeli ışık,hatta photo yunanca ‘da ışık demek.Işık olmadan hiçbir şey olmuyor.İşte tam da bu noktada Fotoğrafçılık’ta benim hayatımın ışığı…

Kimse merak etmesin yazmaktan asla vaz geçmiyorum.Hatta artık yazdıklarımı,çektiklerimle süslüyeceğim.Tıpkı becerebilirsem yan tarafa yüklediğim albüm gibi…Umarım beğenirsiniz ,yorumlarınızı bekliyorum…

SAYAÇ

Sitenizesayac.com