6 Mart 2010 Cumartesi

Süpriiiiz...

Müziğin sesini uzaktan duyunca birden heyecanlandım...
90 ların başı olmalıydı dilimize dolandığında ,çocuklukla gençlik arasına sıkışıp kaldığımız o yıllar...
Ben eminim kimbilir kimlere neler anımsatacak bu şarkılar..
Üşenmedim aklıma düşünce internette buldum,indirdim ve işte buradalar...

Tekrar tekrar dinlerken birden aklıma şu geldi...Yanılıyorsam söyleyin;şimdi var mı böyle neşeli aşk şarkıları...

Sanki son on sene içinde ya çok depresif şarkılarımız oldu ya neredeyse içinde küfür geçen kulaklarımızı tırmalayan ve yeni gençliğin neresini sevdiğini anlamadığımız şarkılarımız...Ya da terk ettiği sevgilisine bela okuyan türden şarkılarımız...Oysa nasılda çocuksudur şu aşağıdaki şarkılar...

Sizi ellerinizden tutuyorum ve bir 15 sene öncesinin Türkiyesine götürüyorum...Bakalım kimlerin aklına hangi anılar gelecek...:)

Sevgiyle Kalın




Aşkın Dansı :Tango

Şimdi bu da nereden çıktı demeyin...
Geçen gün bir yerde izledim bu videoyu...
Ve dehşet etkilendim.
Hani sorsalar nedir seni en iyi anlatan dans ;
Tek cevabım Tango!
Bilir miyim ? HAYIR...
Ama bir gün doğru kişiyle muhakkak!!!
Zaten kursunu almak isteseniz bile eş şart,hatta bence eş ruh şart!!!
Çünkü belli eder yüz,aslında orada olmadığınızı...

Evet Tango...
Sadece aşkın değil bence nefretin,öfkenin,sadakatin,ihanetin,kendine yenilmenin,ölesiye ve öldüresiye sevmenin dansı...
İzleyin lütfen....


TANGO SAATİ ATİLLA GENCAY | TANGO SAATİ ATİLLA GENCAY

1 Mart 2010 Pazartesi

İçimde Neşeli Şarkılar Çalıyor…

İçimde Neşeli Şarkılar Çalıyor…

Bu sayfaya bin kere hepinizi çok seviyorum yazabilirim…O kadar çok şeyim var ki anlatacak nereden başlayayım bilmiyorum.Sevgi öyle güçlü bir bağ ki ve bizi birbirimizi öyle kuvvetli bir görünmez iple bağlıyor ki…Şu yaşadığım birkaç günde bunu anladım.


Gene en yakınımdan yakındınız bana.Nerelerden sevginizi yükleyip yolladınız yorumlarınızla,mektuplarınızla.Hepinize çok ama çok teşekkür ederim.Hep yanımda olun.Bir daha söz Sahibine Mektupları terk etmekten bahsetmeyeceğim bile…J


Önce sağlık durumumdan bahsedeceğim biraz.Zor ama küçük bir operasyon geçirdim ve sonucunda azıcık can sıkıcı bir şey öğrendim.Dünya üzerindeki kadınların %3 ‘ünde bulunan arkuat uterus’muşum.Yani doğuştan anormal kalp şeklinde ,çift parçalı bir rahme sahipmişim.Senden de bu beklenirdi,böyle romantizmin sonu budur demeyin çünkü can sıkıcı tarafı şu ki ;Bu tür rahme sahip kadınlar hamilelikleri sırasında düşük ve erken doğum riski taşıyorlarmış.Hatta daha kötüsü tekrarlayan düşüklerden sonra anne olamayanlarda varmış.Ama bu tabii sadece bir risk.Böyle olacak diye bir şey yok.Canım doktorum bu değerli bilgileri tabii ki benden gene sakladı.Çünkü benim ne evhamlı deli olduğumu ve vakti gelmeden kafama takıp ,trajedi yaratacağımı artık çok iyi biliyor.Beni kendimden koruyan bu özel insana bir kere daha buradan teşekkür ediyorum…


Bugün işe tekrar başladım.Ağrım,sancım çok fazla yok ama zaten kansızlık sorunum var olduğundan bir de üzerine operasyon sırasında kan kaybedince biraz soluk benizli,yorgun bir insan oldum ama kısa sürede toparlanırım ,siz merak etmeyin…


Tüm bunların dışında sanırım birine daha teşekkür borçluyum…


Aslında yazmakla yazmamak arasında gidiyor parmaklarım ama….


Bir adam var.


Israr eden…


Beni benden isteyen…


Koşulları olmayan,kendini gizlemeyen,kaçmayan,aklım başka,kalbim başka demeyen,hayaller kuran,hayallerinin içine beni koyan…


Bir adam var.


İçimde neşeli şarkılar çaldıran…


Ne dersiniz ???



SAYAÇ

Sitenizesayac.com