6 Şubat 2010 Cumartesi

Adam...


Bugün birden bire dilime düştü bu şarkı..
Geçmişten koptu geldi,
Dilime yerleşti...
Vardır elbet bir sebebi dedim ve
Sizlere de dinleteyim istedim...

Düşümde bir adam var...
Düşünüp düşümden ayrı kaldım...

Mim…Mim…Mim….


Evet bir gece de iki yazı…

Benden beklenmeyecek performans gösterip bir gecede iki yazı yolluyorum size…

Sevgili blog arkadaşım Bir Tanıdık beni mimlemiş..Aslında daha öncede söylediğim gibi mimleri pek sevmiyorum ama sağolsun Bir Tanıdık beraberinde bloğumla alakalı bir dolu güzel söz de yollayınca kabul etmekten başka şansım kalmadı…

Efendim;mimize göre yedi adet özelliğimi yazacakmışım.Önce okunmaya değer yedi tane özelliğim var mı onu düşünmek lazım tabii.Ama ne yapalım kabul ettik bir kez,yazacağız;

  1. Dilimle burnumu yalayabilen türdenim (Bu özelliğim Bedardemciğim için olsun )
  2. Vücudumda en nefret ettiğim yer emektar ayaklarımdır.Hiç kadın ayağına benziyorlarmış gibi gelmez bana .(38 Numara )
  3. Evde Nutella ,Sarelle veya türevi herhangi bir gıda olduğu zaman gece uykumda mutfağa gidip kaşık kaşık yeme özelliğine sahibim..
  4. Çay olmadan asla…!!!Allah’a hergün yüzlerce kez şükür ediyorum çayı yarattığı için.
  5. Kendimi hatırlamak istediğimde yazı yazarım,unutmak istediğimde fotoğraf çekerim…(Bakmayın yazdığıma bu aralar daha çok unutma eğilimindeyim)
  6. Panik atağımdır…Uzun yola çıkılacaksa ulaşım aracına ulaşılana değin ben çevremdekilere hayatı zehir ederim…
  7. Veee açıklıyorum çoğunuzun sandığının aksine orijinal kızıl değilim…Ama çevremdeki pek çok insana gerçeği söylesem de inandıramıyorum.Bende her saçımı boyayışımda Allah’a dua ediyorum,bundan sonrakiler kızıl çıksınlar diye

Bir nefeste sizi biraz eğlendirebilecek yedi özelliğimi yazdım…Söylemeden edemeyeceğim 7 aynı zamanda annemin uğurlu rakamıydı…


Not:Karamsar yazı yazdığım için bolca şikayet eden sevgili blog arkadaşlarımı umarım son yazdığım yazılar ile tatmin edebilmişimdir…

Sevgiyle Kalın…

Fotoğraf ben'den...

5 Şubat 2010 Cuma

Bravo Türkiye…


Dün Türkiye’nin bir çok yerinde Tekel İşçilerine destek için genel grev vardı.20 seneden sonra yapılan en geniş kapsamlı grevdi bu.Bir çok sektörden greve destek geldi.Sadece İstanbul’da üç ayrı noktada yürüyüş düzenlendi.Ben özel sektörde çalışıyor olmam sebebiyle maalesef katılamadım ama öğrendiğim kadarıyla ev hanımlarından ,öğrencilere pek çok insan katıldı bu eyleme…


Ben iç karışıklığa sebep olacak grev,yürüyüş vs gibi eylemlerin yanlısı değilim ama ayakta alkışlıyorum ülkemin insanlarını.


Çünkü 53 gündür grev yapan Tekel işçilerininde onlara destek olmak için dün yürüyüş yapan vatandaşlarında ve greve dahil olan diğer işçilerinde tek derdi vardı dün.Sesini duyurmak!!!


Dün 20 yıldan sonra ilk defa bu kadar geniş bir kitle ‘Burdayım’dedi.Sebebi ne olursa olsun bu kez haklarını savunmak için bir araya gelebileceklerini,tek yumruk ,tek yürek olabileceklerini gösterdiler.Sonucu ne olursa olsun hakkına sahip çıkma olgunluğunda olmak büyük erdem bu ülkede.O yüzden katılan ve destek olan herkesi yürekten kutluyorum..


Tekel İşçilerine gelince ;kiminiz belki onların özel sektörde mesai harcayan pek çok insana nazaran daha fazla hakka sahip oldukları halde bu kadar direnmelerini manasız buluyor olabilirsiniz.Ama onlar ,onlara verirmiş haklarını arıyorlar ve geri almadan da durmaya hiç niyetleri yok gibi…


Belki fiili olarak yanlarında olamıyorum ama bu cesur yürekli gözü pek tüm işçi kardeşlerimi kucaklıyorum.Yüreğim sizinle…


Umarım Tekel İşçileri başka insanlara örnek olur ve susmaktan vazgeçerler.Hakkını sonuna kadar arayan,kendi seçtiğinin altında ezilmeyen,asıl iradenin kendinde olduğunun bilincinde olan bir toplum oluveririz…


Bravo Türkiye…


Bravo Tekel İşçileri…

4 Şubat 2010 Perşembe

Karlar Düşer,Düşer Düşer....


Bu kız boş durmadı..
Bunca yaşanan şey arasında
Beni mutlu eden yegane şeyi yapmayı ihmal etmedim!!!
Fotoğraf çektim.
İstanbul karlar altındayken
Elimden geldiğince
Sizin için
Kendim için
Sevdiklerim için
Fotoğraf çektim....

Görmek isteyenler için ;

Karlar Düşer



Sevgiyle Kalın...

3 Şubat 2010 Çarşamba

Gitme Vakti…


‘Sakınmıyorum kendimi hiç, diye düşünüyorum. Azar azar vermeyi bilmiyorum.Hep aynı yanlışları yapıyorum. Ama işte sevmeyi ölçüye vuramaz insan.Vardır ya da yoktur benim için. O süreçte olduğunca yaşanması zorunludur.Bütün bu aldanışlar yaşanacak, pişilecek elbette. ‘ demiş İnci Aral Ölü Erkek Kuşlar kitabında…Demiş ve sanki beni anlatmış satırlarında…

Gene yaptım ben…Gene bile bile göre göre aynı yanlışları yaptım.Sonunda acı çekeceğimi bile bile…

En korkunç yalan insanın kendine söyledikleridir bence.Bu sabah aynada kendine yalan söylemekten usanmamış yüzümü gördüm ve ona tükürdüm.Neden ? dedim.Biliyorsun işte gerçeğin en esaslısını ,sevmiyor seni.Sevmiyor ve sevmediği gibi bırakmakta istemiyor,istiyor ki sen gidesin.Neden ?dedim kendime neden kandırıyorsun kendini,senin olmayacak,seni sevmeyecek hiç,kurduğun hayaller boşa..Kandırma kendini,harcama sevgini,tüketme bedenini…Ve kabullen gerçeği…

Evet birini sevdim ben ,çok sevdim.Kendim dedim ona,ama anladım kendim değil o.Kendim beni düşünür çünkü,kendim sevmezse birini uzak durur ondan,göz göre göre izin vermez satmasına kendini…Hem kendim sever beni.O sevmedi…Konuşulacak kadın oldum,savaşılacak kadın oldum,sır verilecek kadın oldum ,sevişelecek kadın oldum ama sevilecek kadın olamadım kendim için…Ne acı..İnsan ister istemez soruyor kendin(m)e benim neyim eksikti diğerlerinden diye..Neyi nerde yanlış yaptım ben diye…

Ama tüm bu sorular bahane işte,tek gerçek var şimdi ;Gitme vaktidir gene…Yüklemek gerek anıları,hayalleri bavullara ,yola çıkma vaktidir şimdi…

Ah be diyor insan gene de tam kapıdan çıkacakken.Oysa nasıl da hazırdım vazgeçmeye her şeyden.Tüm eskilerimi atacaktım ben,boşaltacaktım bu kalbi sırf seni sevsin diye.Değiştirmeye hazırdım tüm hayatın akışını sırf senin için…Keşke böyle olmasaydı ,keşke…

Oysa boşadır tüm keşkeler.Olan olmuştur,yaşanan yaşanmıştır bir kez.Dönüşü ve çaresi yoktur artık.Şimdi sıra gitme faslındadır…

‘Kızgın değilim sana,dargın da değilim üstelik..Biraz kırgınım ama ..Bir sıpa ne kadar kırılırsa eşeğe o kadar kırgınlığım…Hani senden ne öğrendiğimi sormuştun ya bana…Senden öğrendiğim;Sevmeden de sevişebiliyormuş insan,umarım bir ömür boyu kullanmam… Bir de sevdiğine sevgilim diyememek,burnunun dibindeyken,hatta bedeninin içindeyken sevgilim diyememek çok can yakarmış…,umarım bunu da bir daha yaşamam…

Sevgiyle Kal….


2 Şubat 2010 Salı

İsimsiz


Herkesin kaçıp kaçıp geri döndüğü biri var mı benim gibi?
Peşini hiç bırakmayan bir yakın ama uzak geçmişi
Diyetini bir türlü ödeyemediği bir günahı..

Ne kadar uzağa gidersem gideyim
Gene sana geri dönüyorum ben…
Kimi seversem seveyim
Hep seni buluyorum ben…

Seni arıyorum birilerinin teninde
Bazen bir bakışın derinliğinde
Yada bir yabancı dokunuşta
En çokta sarılmalarda…

Yağmurdan gözün gözü görmediği bir gece ,apartmanın kapısında ki motorun plakasını şaşı görüp peşinden yağmura eşlik ederek koşan deli kız..’dan..

Peşinden koşup da yakalayamadığımın adı :GÜVEN..

SAYAÇ

Sitenizesayac.com