1 Ekim 2012 Pazartesi


Hala biri beni okuyor mu bilmiyorum daha da beteri bir daha yazacak gücü kendim de bulur muyum onu da bilmiyorum ama biri okusa güzel bir şeyler yazsa hatta daha da iyisi güzel bir şeyler olsa çok iyi olacak...

Yoruldum,tükendim hatta galiba bittim.Yada benim lohusa depresyonum aşağılarda bir yerlerde hep kaldı ve şu an da en üstte çıktı.

Çok mutsuzum,hergün aynı şeyleri yapmaktan o kadar sıkıldım ki...Yolunda giden tek bir şey yok hayatımda,ne zaman doğrulup yeniden bir yerinden tutunmaya çalışsam hayata hep aynı sonuç:0 Olmuyor,olmuyor...

Fuat'a oğluşuma bakacak benden başka kimse yok.Zaten baştan beri kimse baksın da istemedim.Ama bu kadar zor olacağını tahmin edememişim.9 aylık oldu Fuat ...Kocaman bir 9 ay, ekle hamileliği de nerdeyse 20 aydır öyle evde işsiz güçsüz amelsiz boş boş aslında çok çalışarak ama kimseye yaranamayarak geçti....Ve ben artık bir şeylere yaradığımı hissetmek istiyorum.Tekrar işe dönmem eldeki şartlarla imkansız ,eşimin tayin durumu,Fuatın daha küçük oluşu ...Beni kimse özel sektörde işe bu halde almaz,bari hobilerimi iş haline getireyim dedim.Fotoğrafçılık eğitimi almıştım hamileyken,onu aktifleştireyim hem tam zamanlı çalışmam gerekmez hem de sevdiğim işi yapalım dedim.O düşünceyle bir kaç arkadaşın düğününü çektim,facebook sayfası yaptım,oraya buraya reklam yaptım...Eeee ne oldu gene sonuç aynı...Arkadaş o face de kayıtlı 200 küsür kafanın biri de birine tavsiye etsin ne bileyim sayfayı kendi profilinde paylaşsın,bir el versin,bir yerden güzel bir haber gelsin...YOK ...!!!

Benle birlikte kursa giden arkadaşlar gazeteler tvlere çıkıp ,sergiler açıyorlar ,ben de ev de kara talih ,kahpe kader diye ağlanıyorum işte...

Nasıl olacak bilmiyorum ama hayatımı geri istiyorum,hem de hemen şimdi...Önümüzde ki yıl değil,Fuat büyüyünce değil şimdi şuan...O kendine güvenen,gözleri ışıldayan saçları uçuşan kadını geri istiyorum...

Şimdi sayın okuyucu,adıma totem mi yaparsın,dilek mi tutarsın bilmiyorum ama bul bir yolunu bugün bana yardım et...
Bu kadar!

Sevgiyle Kalın...

Ha bu arada sayfayı görmek isteyenler için;www.facebook.com/BasakBasolPhotography

1 Ocak 2012 Pazar

Hoş geldin Oğlum ,Hoş geldin En Güzel Hediyem...

Çok şey yaşandı şu geçen 40 haftada.Hele sonlara doğru çok üzdün bizi...Suyun azaldı,plesantan erken yaşlandı,ama sen ananın oğlu olduğunu kısmen de olsa ispatladın.Hayata sımsıkı tutundun,tüm imkansızlıklara rağmen yaşamaya devam ettin.


Tarih 24 Aralık Cumartesi ; Ömer rutin gittiğimiz muayene de ( rutin dememe bakmayın haftada 3 kez gidiyoruz) hadi artık seni yatıralım diyor.Elim ayağım boşalıyor o dakika,sonunda sana kavuşacağım,sonunda aylardır en yakınımda olan ama bir türlü göremediğim o yüzü göreceğim.


Eve dönüp eşyalarımızı alıp,hastanenin yolunu tutuyoruz karı koca.Öyle eminiz ki o gün bitmeden oğlumuzu kucağımıza alacağımıza.Ben deli gibi normal doğum yapmak istediğim için suni sancı vermeyi deneyecekler ama bende hiç korku yok.O kadar şartlamışım ki kendimi normal doğuma,herşeye razıyım..


O gün İstanbul'a ilk kar düştü.Ama Ömer Fuat doğmadı.Gece yarısından sonra sürekli suni sancı veremeyecekleri için ilacı kestiler.Yorgundum ve mutsuzdum...


25 Aralık- İlk Evlilik Yıldönümümüz


Sabah herşey yeniden başladı.Sancılara rağmen açıklık oluşsun diye durmadan yürüyordum.Ama hala rahim ağzımda hiç açıklık yoktu...Akşam üzeri artık NST cihazı 135 i gösterirken yani ben dayanılmaz sancılar çekerken sadece umut ediyordum açıklık oluşmuştur diye.


Saat 20:30 ' a doğru Ömer tekrar muayene ettiğinde durumda hiçbir değişiklik yok ,hadi aşağıya gidiyoruz dedi bana.Sezeryana gidecektik.


O saniye film koptu bende..Ben normal doğum yapacaktım,yıllardır böyle kurmuştum hayalini.Tuhaf bir şekilde kendimi özürlü hissettim.Ameliyathaneye girerken hala bir doğurmayı bile beceremedim diye ağlamaktaydım.Zavallı kocam,aşkım perişan halde beni teselli etmeye uğraşıyordu.Bense o denli kendimi kaybetmiştim ki artık ne acı ne sancı hissediyordum...


21:18 - Doğum saatin bu oğlum,seni ilk gören ben olmayı çok isterdim ama olmadı.Şükür ki aramıza sağlıkla sıhhatle katıldın..Sezeryandan ayılmakta çok güçlük çektiğimden o saatlere dahil hatırladıklarım karman çorban.Bana korku ile bakan gözler var hafızamda,seni emzirmek istemedim çünkü.Çok ağrım var ve öğreneceksin, nefret ettiğim sarhoşluk hissinin içerisindeydim.Sen de benim aksime çok açmışsın,ben gelene kadar eldivenlerini kemirmişin hep.Ömer dayın oyunlar oynamış seninle,baban kötü olmuş seni görünce ama çaktırmamış kimseye.Yazık ki ben hiç birini göremedim...


Sabaha karşı kendime geldiğimde seni ancak görebildi gözlerim.Çok güzeldin,melekler kadar duru ,sakin ve güzel.İşte o andan sonra tarifi olmayan bir ruh haline girdim.Sanırım sana karşı hiç değişmeyecek te bu hislerim.


Oğlum ,Ömer Fuat'ım,kurbağa prensim aramıza hoş geldin.Rabbim sana uzun güzel sağlıklı bir ömür versin.Bir gün bu satırları okursan bilmeni isterim birbirini ve seni çok seven iki insanın çocuğusun sen ve ömrümüz boyunca aldığımız en güzel hediyesin.


Tahtın da bahtın da açık olsun....


Seni çok seviyoruz...


Annen ve Baban.

SAYAÇ

Sitenizesayac.com