3 Mayıs 2014 Cumartesi

Dilim Lal...



O kadar uzun zaman olmuş ki...

Kaç günlerdir eskilerdeyim...Eski yazılarımı okudum sonra onlara iliştirdiğim şarkıları dinledim.Aslında burada yazı yazmaktan ne kadar keyif aldığımı yeniden anımsadım.Hiç tanımadığınız ve yüksek olasılıkla hayatınız boyunca tanımayacağınız bir insanın gelip size bir anlığına da olsa dokunması...Ortak olması,belki öfkenize,belki kederinize belki de neşenize...

Genelde kadınlar daha çok seviyor yazmayı ama ,ve de paylaşmayı...Erkekler paylaşılanı okumaktan keyif alsa dahi yanında yurdunda yazan biri varsa eğer hele de kendi hakkında yazılan birşeyler varsa hoşlanmıyorlar.Genelleme yaptım ama bunca senedir izlemim bu yönde onlarca arkadaşım benim sevgilim olsan yazmandan hoşlanmam hatta izin vermem dedi...Ve maalesef eşim de!

O yüzden nicedir dilim lal...Yazmak istediklerim ,içimde biriktirdiklerim,kalp kırıklarım yasaklı...Güzel ülkem gibiyim nicedir,su üstünde herşey normal ama dört yandan kuşatılmış...

Bu kadar ağır bedelleri olmamalı oysa seçimlerimizin...

Bu aralar ben böyleyim işte;

Dilim lal,çığlıklarım sessiz,yüzüm güleç ,gözlerimin ardı savaş alanı...Ne söylesem ne yazsam boş.Özlediğim çok şey var.En çok annem ,anne olunca asıl anne lazımmış insana bunu anladım, 2,5 senelik annelik serüvenimde.Şükür tek sığınağım oğlum yanımda,buna dua eder olduk ya bu aralar ...

Aynada ki kadını hanidir tanımıyorum,gülümsemesi kayıp...Bir yerlerde bir şeyler yanlış,çözmek istiyorum ama olmuyor aksine ben çözmeye çalıştıkça iyice kör düğüm oluyor...

Söyleyebileceklerim bu kadar...Bilmiyorum hala okuyanım var mıdır ama her kime ulaşırsa yazdıklarım ;

Sevgiyle Kalsın...

14 Ocak 2013 Pazartesi

Var mı Fotoğrafçı Arayan???

Çoook uzun bir aradan sonra merhaba...Bu kez sizden yardım istemek için bu yazıyı yazıyorum.İçten içten dalga geçenlere inat başarabilmem için ,bana destek olun diye...Bana her zaman akrabadan daha yakın olduğunuz için yazıyorum...

Yazmıştım hani ,hobim olan fotoğrafçılığı işim yapmaya karar verdim.Bu yolda eğitimler aldım ,almaya devam da ediyorum diye...Yazdan bu yana 2 doğum 2 düğün çektim...Bakınız www.basakbasol.com yada burası

Ama işte ne yaptıysam kendime daha müşteri bulamadım.Bu işler başlangıçta biraz eş dost tanıdıkla yürüyor ,ehh bende de o yok.Bir siz varsınız.Yıllardır acımı,sevincimi,göz yaşımı,kalp kırıklarımı paylaştığım siz...Dedim ki içimden muhakkak sesimi gene bir duyan olur...

Kendinizde göreceksiniz fiyatlar uygun,çalıştığım aileler memnun...Sizden dileğim çevrenizde varsa evlenen,doğum yapacak olan,bunun için fotoğrafçı arayan;onlara beni önerebilirseniz gerçekten sevinirim.

Şimdiden tüm dostlarıma çok teşekkür ederim...

Sevgiyle Kalın...

1 Ekim 2012 Pazartesi


Hala biri beni okuyor mu bilmiyorum daha da beteri bir daha yazacak gücü kendim de bulur muyum onu da bilmiyorum ama biri okusa güzel bir şeyler yazsa hatta daha da iyisi güzel bir şeyler olsa çok iyi olacak...

Yoruldum,tükendim hatta galiba bittim.Yada benim lohusa depresyonum aşağılarda bir yerlerde hep kaldı ve şu an da en üstte çıktı.

Çok mutsuzum,hergün aynı şeyleri yapmaktan o kadar sıkıldım ki...Yolunda giden tek bir şey yok hayatımda,ne zaman doğrulup yeniden bir yerinden tutunmaya çalışsam hayata hep aynı sonuç:0 Olmuyor,olmuyor...

Fuat'a oğluşuma bakacak benden başka kimse yok.Zaten baştan beri kimse baksın da istemedim.Ama bu kadar zor olacağını tahmin edememişim.9 aylık oldu Fuat ...Kocaman bir 9 ay, ekle hamileliği de nerdeyse 20 aydır öyle evde işsiz güçsüz amelsiz boş boş aslında çok çalışarak ama kimseye yaranamayarak geçti....Ve ben artık bir şeylere yaradığımı hissetmek istiyorum.Tekrar işe dönmem eldeki şartlarla imkansız ,eşimin tayin durumu,Fuatın daha küçük oluşu ...Beni kimse özel sektörde işe bu halde almaz,bari hobilerimi iş haline getireyim dedim.Fotoğrafçılık eğitimi almıştım hamileyken,onu aktifleştireyim hem tam zamanlı çalışmam gerekmez hem de sevdiğim işi yapalım dedim.O düşünceyle bir kaç arkadaşın düğününü çektim,facebook sayfası yaptım,oraya buraya reklam yaptım...Eeee ne oldu gene sonuç aynı...Arkadaş o face de kayıtlı 200 küsür kafanın biri de birine tavsiye etsin ne bileyim sayfayı kendi profilinde paylaşsın,bir el versin,bir yerden güzel bir haber gelsin...YOK ...!!!

Benle birlikte kursa giden arkadaşlar gazeteler tvlere çıkıp ,sergiler açıyorlar ,ben de ev de kara talih ,kahpe kader diye ağlanıyorum işte...

Nasıl olacak bilmiyorum ama hayatımı geri istiyorum,hem de hemen şimdi...Önümüzde ki yıl değil,Fuat büyüyünce değil şimdi şuan...O kendine güvenen,gözleri ışıldayan saçları uçuşan kadını geri istiyorum...

Şimdi sayın okuyucu,adıma totem mi yaparsın,dilek mi tutarsın bilmiyorum ama bul bir yolunu bugün bana yardım et...
Bu kadar!

Sevgiyle Kalın...

Ha bu arada sayfayı görmek isteyenler için;www.facebook.com/BasakBasolPhotography

1 Ocak 2012 Pazar

Hoş geldin Oğlum ,Hoş geldin En Güzel Hediyem...

Çok şey yaşandı şu geçen 40 haftada.Hele sonlara doğru çok üzdün bizi...Suyun azaldı,plesantan erken yaşlandı,ama sen ananın oğlu olduğunu kısmen de olsa ispatladın.Hayata sımsıkı tutundun,tüm imkansızlıklara rağmen yaşamaya devam ettin.


Tarih 24 Aralık Cumartesi ; Ömer rutin gittiğimiz muayene de ( rutin dememe bakmayın haftada 3 kez gidiyoruz) hadi artık seni yatıralım diyor.Elim ayağım boşalıyor o dakika,sonunda sana kavuşacağım,sonunda aylardır en yakınımda olan ama bir türlü göremediğim o yüzü göreceğim.


Eve dönüp eşyalarımızı alıp,hastanenin yolunu tutuyoruz karı koca.Öyle eminiz ki o gün bitmeden oğlumuzu kucağımıza alacağımıza.Ben deli gibi normal doğum yapmak istediğim için suni sancı vermeyi deneyecekler ama bende hiç korku yok.O kadar şartlamışım ki kendimi normal doğuma,herşeye razıyım..


O gün İstanbul'a ilk kar düştü.Ama Ömer Fuat doğmadı.Gece yarısından sonra sürekli suni sancı veremeyecekleri için ilacı kestiler.Yorgundum ve mutsuzdum...


25 Aralık- İlk Evlilik Yıldönümümüz


Sabah herşey yeniden başladı.Sancılara rağmen açıklık oluşsun diye durmadan yürüyordum.Ama hala rahim ağzımda hiç açıklık yoktu...Akşam üzeri artık NST cihazı 135 i gösterirken yani ben dayanılmaz sancılar çekerken sadece umut ediyordum açıklık oluşmuştur diye.


Saat 20:30 ' a doğru Ömer tekrar muayene ettiğinde durumda hiçbir değişiklik yok ,hadi aşağıya gidiyoruz dedi bana.Sezeryana gidecektik.


O saniye film koptu bende..Ben normal doğum yapacaktım,yıllardır böyle kurmuştum hayalini.Tuhaf bir şekilde kendimi özürlü hissettim.Ameliyathaneye girerken hala bir doğurmayı bile beceremedim diye ağlamaktaydım.Zavallı kocam,aşkım perişan halde beni teselli etmeye uğraşıyordu.Bense o denli kendimi kaybetmiştim ki artık ne acı ne sancı hissediyordum...


21:18 - Doğum saatin bu oğlum,seni ilk gören ben olmayı çok isterdim ama olmadı.Şükür ki aramıza sağlıkla sıhhatle katıldın..Sezeryandan ayılmakta çok güçlük çektiğimden o saatlere dahil hatırladıklarım karman çorban.Bana korku ile bakan gözler var hafızamda,seni emzirmek istemedim çünkü.Çok ağrım var ve öğreneceksin, nefret ettiğim sarhoşluk hissinin içerisindeydim.Sen de benim aksime çok açmışsın,ben gelene kadar eldivenlerini kemirmişin hep.Ömer dayın oyunlar oynamış seninle,baban kötü olmuş seni görünce ama çaktırmamış kimseye.Yazık ki ben hiç birini göremedim...


Sabaha karşı kendime geldiğimde seni ancak görebildi gözlerim.Çok güzeldin,melekler kadar duru ,sakin ve güzel.İşte o andan sonra tarifi olmayan bir ruh haline girdim.Sanırım sana karşı hiç değişmeyecek te bu hislerim.


Oğlum ,Ömer Fuat'ım,kurbağa prensim aramıza hoş geldin.Rabbim sana uzun güzel sağlıklı bir ömür versin.Bir gün bu satırları okursan bilmeni isterim birbirini ve seni çok seven iki insanın çocuğusun sen ve ömrümüz boyunca aldığımız en güzel hediyesin.


Tahtın da bahtın da açık olsun....


Seni çok seviyoruz...


Annen ve Baban.

12 Ekim 2011 Çarşamba

Oğlum'a

Canım Oğlum,

Ben sanmıştım ki bu süreçte daha bir duygusal olur yazar da yazarım.Ama tam aksi oldu,öyle lüzumsuz şeylerle uğraşmak zorunda kaldım ki,öyle sinir bozucuydu ki hepsi,yazamadım sana.Nolur affet anneni...

Aslında gene de az şey değil günün birinde Sahibine Mektuplardan öğreneceklerin...Şu an 7,5 aylıksın,artık geri saymaya başladık yavaş yavaş.Ömer Dayın (doktorumuz) 5 Aralıktan sonra bekleyin dedi geçen hafta.Allah nazarlardan saklasın ,öyle sağlıklısın ki,kendine hiç bakmayan annen dualarıyla seni koruduğuna inanıyor artık.Ya da işte ananın oğlusun,dört elle yapıştın hayata,inatla,herşeye rağmen sapa sağlam doğacaksın...

Geçtiğimiz günlerde senden evvel geleceklerinin haberini aldığımız Erdem bebek ve Mercan bebek aramıza katıldılar.Babanla ben her yeni doğum haberinden sonra hüzünleniyoruz artık.Hem seni görmeyi çok istiyoruz,hemde çok korkuyoruz.Hayır doğmandan,doğurmaktan yana değil korkumuz,senin annen çok cesur bir kadın .Bizim korkumuz anne ve baba olabilmekten yana.Doğru anne ve doğru baba...

Öncelikle bilmen gerek,hissedeceksin de zaten sen aşk çocuğusun.Üstelik filmlere konu olabilecek bir aşkın çocuğu.Fırtınalı,hiddetli,öfkeli bir aşkın çocuğu,iki delinin,iki uslanmazın,iki yalnız insanın aşkı...Yapacakları bittiği için değil ,yapacaklarını seninle yapmak için seni bekleyen bir kadın ve bir adamın çocuğu olmaya adaysın...

Annen ,yani ben biraz hüzünlü bir kadınım,gözlerimde görürsen bunu sakın korkma yavrum ,senden dolayı değil ,anne olmadan annesizliğin acısını tattığımdan olsa gerektir bu hüzün.

Baban ,yani benim aşkım biraz çocuk kalmış bir adam.Sanırım sende öyle olacaksın.Erkekler kolay büyümüyorlar oğlum.Sen de sakın büyümeye özenme.

Bir de Gümüş var oğlum,hissetmiş olmalısın varlığını.Annenin kıymetlisi,güzel kedisi...Sende çok sev onu oğlum.

Başka deme bana,çünkü çokta akraban yok oğlum.Senden evvel senin geldiğin yere gitti bir kısmı.Annen akrabalığın kan bağıyla olmadığını öğrendi hayattan,sana da öğretir mi hayat bilemem ama insanları sev oğlum,en çokta sevilmeyi hak edenleri sev...Bir de sakın unutma;

Biz seni çok seviyoruz...

13 Temmuz 2011 Çarşamba

Başak Başol Photography :)))


Dındırıdııııınnnnn!!!

Evet efendim,sonunda kendimde bu cesareti buldum.Ve sizlere açılmaya karar verdim.Karşınızda ;


Takip edenler bilirler bu kız çok uzun süredir fotoğrafa sevdalıdır.Ne zaman canı sıkılsa alır başını ,çeker fotoğrafını...İşler yolunda gitmeyip işsiz kalınca (bu konuyu daha sonra uzun uzun yazacağım) dedi ki kendine neden çok sevdiğim hobim aynı zamanda geçim kaynağımda olmasın.

Bu düşüncelerle önümüzde ki hafta Türkiye'nin önemli fotoğrafçılarından Muammer Yanmaz'dan yani nam-ı değer Ali Baba'dan Harami diplomasını alıyor.Daha geniş bilgi için 40haramiler.com

Amacım Doğum &Düğün fotoğrafçısı olabilmek .Şimdilik sahip olduğum ekipmanlardan dolayı doğum fotoğraflarınıza talibim....İşte bu amaçla yeni bloğumu beğenilerinize sunmaktayım...:)

Sevgiyle Kalın...

29 Haziran 2011 Çarşamba

Kocam'a


Nereden başlasam ?

Hırçınımdır ben ,egenin kızı olmama karşın karadenizden çalıntı dalgalarım vardır benim.Öfkesi burnunda derker ya öyleyimdir işte.Nasıl böyle oldum ben bilmem,hayat mı demeli yoksa yaşanmışlıklar mı ya da sen de bilirsin işte acı tecrübelerim mi...

Böyle hayal etmemiştik biz be birtanem,böyle değildi tasarladığımız kafamızda .Ama olmadı işte,içinde benle alakalı olan herşeyde olduğu gibi talihsizlikler sinsilesi peşimizi bırakmadı ve senin sabah kalkış saatlerini bile planlayan psikopat karın bu plansızlığı kaldıramadı iç dünyasında...

6 ay mı oldu sahi biz 'Evet ' diyeli birbirimize.6 yıla sığmaz halbuki yaşadıklarımız.Sana hiç gösteremedim ben belki ama yoruldu bu kadın,sıkıldı,kaçası geldi ama kaçacak yeri bile kalmadı.Güçsüz hissetti ilk kez kendini karşında,ve öyle hissettikçe daha da hırçınlaştı.Çünkü güvenmeyi bilmez senin karın,sırtını yaslamayı ,biraz nefes almayı ,başkasının elinden yaşamayı bilmez senin karın.Hayat ona hep ayakta kalmayı öğretti,nasıl oturur ki şimdi öylecene yerinde..Durmadı da zaten....

Çırpındı,çırpındıkça kendi sularında daha derinlere battı.

Sahi 6 ay oldu değil mi? 6 ayda belki 60 kez pişman oldum dedin evlendiğine,belki 60 kere kaçmaya çalıştın benden,kaçamayasın diye beni sevdiğini hatırlayasın diye yaraladım her seferinde kendimi .Unutmayalım neler yaşadığımızı diye izler açtım kendi bedenime,senin kalbine...

Şimdi kıyısındayız bir şeylerin...Sessizlik hakim aramızda ...Fırtınadan çıktık,yıkık dökük her yanımız.Bıkkınız,yorgunuz,seslerimiz uzak,tenlerimiz soğuk...Ha bir de biz istemesekte aramızda büyüyen tek şey karın boşluğumda ki çocuğumuz...

Şimdi dilimizde kocaman kelimeler ,aramızda buzdan bir duvar,sehpa kenarında yanyana duran iki hüzünlü yüzükten ibaret aşkımız...

Ama ben bilirim seversin sen beni,benden biraz az...Ben bilirim mutluda olamazsın sen bensiz.Ama gene ben bilirim inatçısındır,benden biraz çok.Kolay kırılmaz kalbinde ki buz dağı...Üstelik bende de hiç güç yok...

Hakkımızda hayırlısı....

Kadının,Aşkın...




Yonca Lodi - Düştüysek Kalkarız 2010 Yeni>

SAYAÇ

Sitenizesayac.com