1 Ağustos 2009 Cumartesi

Son Mektup – Siyah ve Beyaz II


Uzun süre önce sana son mektubumu yazmıştım ben aslında.Senin baştan ayırdığın yollarımızı bende ayırabilmeyi başarmıştım.Ama hani bazı insanlar vardır ,özeldir hayatlarımızda.Onu diğerlerinden başka yerlere oturturuz kalbimizin içersinde.Önemlidir bizim için,kendimizden bile önemli…Sen de öyleydin benim için.

Sevgim şekil değiştirmişti,ama sevgiydi hala sana,senin için sakladıklarım.Bir kadının ,bir erkeğe hissettiği türden özel değildi artık ama sevgiydi.Saf,katıksız,yeri doldurulmaz ,elle tutulur gözle görülür bir sevgi.Ben senin yokluğunda ,sensizliğe rağmen saklamış korumuştum tüm güzel duygularımı .Çünkü sen değerliydin,nadideydin…

DEĞERSİZMİŞİN!!! Dün gece uzun süredir gördüğüm rüyadan uyandım.Uyandırıldım.Artık gerçekleri görebiliyorum.Kabul etmek istemedim önce sen bu olamazdın.Öyle ya sen mükemmeldin benim için, sen sıradan insanlar gibi olamazdın.Kendi vicdani sorunlarını başkalarına ızdırap yapmazdın,yapamazdın.Sen beni kandırmış,sen beni aldatmış,sen beni acıtmış,sen beni göz göre göre acılara bırakmış olamazdın.

Ama sen buydun ve ben gözümün önünde duran gerçekleri görmek istememekteydim.Sırf kendi sevgimden,sırf yanılmış olmanın verdiği o küçültücü histen.

Kabullendim,gözlerimin önündeki o sır perdesi dağıldı.Seni tüm çıplaklığınla,o içimi bulandıran gerçekliğinle gördüm.Hiç seni görmeyen bu gözler,senin içini görmeyi başardı.Ve şükrettiler senin olmadığım için,gerçek seni geçte olsa görebildikleri için…

Daha kötü şeyler yazabilirdim senin için ama sonuçta sevdim bir süre ben seni.Kendi sevgime hakaret etmek bana yakışmaz.Seni güzelleştiren bendim ve benim için anılarımda gerçek sen olarak değil de benim sandığım sen olarak kalacaksın.Ne acı!!!

Gene de teşekkür etmeliyim sana,yada bu tesadüfi karşılaşmaya.Belki hiç benim olmadın sen ama senin varlığın bana pek çok güzel şey yaptırdı.Seni ararken gerçek aşkı,şimdi yanımda olan dürüstlüğe ve senin sahip olmadığın tertemiz kalbe sahip olan o adamı buldum.Sana ulaşmak için Sahibine Mektupları yaptım.Sahibine Mektuplar bana birbirinden güzel insanlar getirdi.Sevgi getirdi bedeli olmayanından…

Son olarak bu sabah kuşlar kadar hafif uyandım,uzun süredir taşıdığım o ağır soru işaretlerim yok artık.Hani sen beni görmezden gelirdin ya ,işte sen şimdi benim için bir hiçsin …

Elveda…

30 Temmuz 2009 Perşembe

Gene HPV – Rahim ağzı kanseri –başlangıç seviyesi


Moralim çok bozuk,dokunsalar ağlayacağım,hatta öğlenden bu saate kadar bol miktarda ağladım da….

Bloğu takip edenler bilirler 8-9 ay önce Rahim ağzı kanseri başlangıç seviyesinde olduğumu öğrenip,önce kesin öleceğime sonra da bu seviyedeyken ölmemin imkansızlığına ikna olup ,uzun soluklu bir tedavi atlatmıştım.

Atlatmamışım….Bu gün hastalığımın tekrar ettiğini öğrendim.Belki bu konuyla ilgili daha sonra uzun uzun yazarım ama şimdi değil.Şu an hiç o bilgi verici,nasihat edici mektuplarımdan birini evrene yollayabilecek halde değilim.Ama bir an evvel bu ruh halinden kurtulmam gerek ona eminim.Belki yarın…..

Aslında bloğa bu yazıyı eklemek konusunda da tereddütlerim var.Çünkü geçen sefer abuk sabuk ve kırıcı yorumlar gelmişti yakın çevremden…Gene de en azından şu aşıyı birkaç kadına daha vurdurabilme şansını göz önüne alarak yazacağım..Örnek teşkil eder belki…

Ama şimdi değil..Gücüm yok…

29 Temmuz 2009 Çarşamba

Türkiye’de Kadın Olmak – Ben et parçası değilim,alınıp,satılmam????


Bu sabah sevgili arkadaşım Öykü’nün bloğunda onun bir arkadaşının başından geçen tatsız bir olay ve bu olaya yapılmış olan yorumları gördüm ve sinirden köpürdüm.Dolayısıyla dehşet yoğun olmama karşın.Öykücüğümden de izin alarak olayı Sahibine Mektuplara taşıdım.Aslında bir mana da konuyu başka bir noktaya taşıdım.Türkiye’de Kadın Olmak…

Kendi çocukluğumda çok fazla baskı gördüm ama annemin gördüklerinden az ve sandım ki benim çocuklarım daha azını görecek,yani toplum bilinçlenecek.Ama öyle değil.Ne toplumun kendisi ne toplumu yönetenler toplumun bilinçlenmesini istemiyor çünkü.Kadın hala bir meta…Hala bir eşya,kendini korumaktan aciz,suistimale açık,cinsel bir obje.Hala bize dayatılan iyi kadının görevlerine bir bakalım;

İyi yemek yapar

Temizlik yapar

Ev işleri ile ilgilenir

Çocuk yapar ve yetiştirir

Bekarken erkek kardeşi ve babasına evlenince kocasına itaat eder.

Şimdi çoğunuz itiraz etti değil mi?Nereden çıkarıyorum ben bunları diye,Reklamlardan…Güzel ülkemin reklamlarında hala türk kadınları kaynanalarının camlarını daha temiz bulduğu için mutlu yada ışıl ışıl parlayan mutfak gereçlerini gören türk kadını bundan müthiş keyifli.Reklamlarda kadınlar temizlik ürünlerinde,bebek mamalarında yada gıda ürünlerinde kullanılıyor.Hem de öyle rezilcesine ki…İş kadını figürü bile koşa koşa evine dönüp ,çocuklarına yemek yapmakla sorumlu….

Toplumun zihnine bir kadın ve bir erkek yan yana gelirse yalnız sevişebilir imgesi yerleştirirmiş ve çoğumuz bunun farkında bile değiliz.O yüzden babalarımız tüm çocukluğumuz ve gençliğimiz boyunca erkek kardeşlerimize müsaade ettikleri her şeyden bizi korumaya çalıştı.Çünkü biz erkeklerle bir araya gelirsek ‘sevişiriz hatta kandırırıp sevişiriz ‘ ki bu da aslında bizim kendi irademizin olmadığının başka bir kanıtıdır.

Kız çocukları büyürken ,kendisine bin bir tane ayıp öğretiliyor.Cinsellik ayıp,bu konu hakkında düşünmek,dile getirmek büyük ayıp,hatta regli olmak bile ayıp!!!Yani kadına cinsellik yasak.Evlenince de (tabii bu kadar psikolojik baskıdan sonra vajinismus gibi bin tane rahatsızlığa sahip olmazsa) kocasının tanıdığı sınırlarda serbest.O yüzden bizim kadınlarımızın % 90’ı hayatları boyunca bir kere bile orgazm olamıyor.Çünkü cinsellik bir zamanlar yasaklanmış olan beyninde şimdi sadece yapılması gereken bir görev….!

Aslında bir manada kadın hiç büyümüyor.Evlenene kadar babası yada erkek kardeşleri,evlendikten sonra kocası velisi.Kendi iradesi,kendi aklı yok…

Ama kadınlarımız da bunu kabullenmiş durum da.Razılar yani bu duruma.Erkeklerini kendilerinden yukarıda görmekten gizli bir haz duyuyor gibiler.Aslında bilinç altları bunu onlara yaptıran ama farkında değiller.O yüzden değil midir ki kadın cinselliğini bir silah gibi erkeğe karşı kullanır.O yüzden değil midir ki kendi isteğiyle girdiği bir cinsel ilişki sonucu beklentileri karşılanmazsa kullanıldığını iddaa ediyor.Neden ?Bilimsel gerçekler der ki cinsel ilişki esnasında kadının aldığı haz daha fazladır.O zaman erkek ,kadın tarafından kullanılmış olması gerekmez mi?

Alın size bir örnekte işyerlerimizden;eğer iş yerinizde sinirli bir kadın varsa,ya regli dönemi gelmiş diye dalga geçeriz,ya bunun acil evlenmesi lazım diye.Hatta eğer evliyse işi ilerletip kocasının cinsel gücünde sorun var heralde bile deriz.Kadın biraz daha yaşlıysa,sinirli olmasının tek sebebi olabilir ;menapoz…

Güncel hayattan mı örnek istiyorsunuz;yalnız yaşayan bekar yada dul kadınsa ;potansiyel hayat kadınıdır.Üstelik para vermenize bile gerek yoktur ona.Evine giren her türlü erkek,sevgilisidir.Eve elektrikçi çağırsa onunla bile birlikte olabilir.Yani yalnız yaşayan kadınsanız tek yapabildiğiniz şey ;sevişmektir.

Abarttığımı düşünenleriniz mi var.Kendi hayatımdan örnek vereyim.Son 5 senedir yalnız yaşıyorum.Üstelik Erenköy gibi nezih sayılabilecek bir semtte.Ama eve ilk taşındığım dönem kapıcı dahil bir çok apartman sakini tarafından adeta sorguya çekildim.Eve gelip giden herkes takip altındaydı.1 senenin sonunda bana o ana kadar hiç gülümsememiş kapıcımız sırıtarak ,sen iyi kızsın eve gelip giden erkek pek yok dedi!!!Bu ne cesaret!!!

Şimdi bu yukarı da yazdıklarımı okuyup,beni aforoz edecekler olacaktır.Olsun!Zihniyetimizi değiştirip bize dayatılanları görmediğimiz müddetçe Türkiye’nin gerçekleri de değişmeyecektir.Maalesef kadınlarımızı okutmak,ekonomik özgürlüklerine sahip olmalarını sağlamak ta yetmiyor.Asıl mesele yüzyıllardır bu milletin beynine şırınga edilmiş bu zihniyeti değiştirmekte…

Sevgiyle Kalın…


Not:Bahsi geçen yazıyı okumak isteyenler aşağıdaki linkten Öykü'nün bloğuna ve yazıya ulaşabilirler.

http://beyazkedi-silbastanbaslamakgerekbazen.blogspot.com/2009/07/herkesin-bi-derdi-var-durur-icerisinde.html

27 Temmuz 2009 Pazartesi

Başak Mutfakta - Size Pancake Yaptım…:)


Hemen hemen hepimiz için Pazar kahvaltısı özeldir.Tüm aile bir araya toplanır,özenli hazırlanmış sofralarda sohbet ederek uzun kahvaltılar ederiz.İşte bende hem bu sebeple hem de bugün kuzenimin kısa tatilinden dönüşü nedeniyle ilk kez pancake yapmayı denedim.Bence çok ta güzel oldu.O kadar güzel oldu ki bu yapması kolay kahvaltılığı sizlerle de paylaşmak istedim.Önce tarifi;

1 Su bardağı Un

1 Su bardağı Süt

1 yumurta

½ Paket Kabartma Tozu

1 çay kaşığı şeker

1 tutam tuz

Gelelim yapılışına;Kabartma tozu hariç ,tüm karışımı mikserle çırpıp 1 saat buzdolabında bekletiyoruz.Sonra kabartma tozunu da katıp tekrar çırpıyoruz.Bir teflon tavanın içersine biraz yağ koyup kızdırdıktan sonra ,bir kepçe yardımıyla pancake ‘in içinden tavaya döküyoruz.Pancake’in ortasında kabarcıklar görünce ters çevirip diğer tarafını kızartıyoruz.İç bitene kadar işlemi tekrarlıyoruz.Krepi andıran Pancake’in üzerine ister reçel gibi tatlı ister de peynir gibi tuzlu gıdalar koyarak yiyebiliriz.

Afiyet olsun,bir Pazar sizleri de beklerim :))))

Sevgiyle Kalın...

SAYAÇ

Sitenizesayac.com