.jpg)
Uzun süredir aklımda tutuyorum bu konuyu ama bir tedaviydi ,hastalıktı,işti,güçtü derken kısmet bugüneymiş.Geçen hafta arkadaşlarımın bloglarında da bolca yazıldı çizildi bu konu.O zaman ben neden yazıyorum değil mi?
Olaya başka bir pencereden bakmayı deneyeceğim ben aslında çok başka bir noktaya dikkatleri çekmek istediğimden yazacağım.Ama önce;aşağıda yazacağım yazı geçtiğimiz hafta konuyu bloglarında yazan arkadaşlarımdan hiçbirini ne olur kırmasın,incitmesin.Çünkü sözüm onlara değil,kendim dahil hepimize,Türkiye’de yaşayan genç,yaşlı,okumuş,cahil,kadın,erkek,eşcinsel herkese…
Sözüm Yunan halkı kadar sağduyu sahibi olmayı başaramayan,gölgesinden korkan,sahip olduğu gücün farkında olmayan,ancak köşesinde oturup ona buna dert yanan,yazar çizer takımınınsa vicdanını ferahlatmak için mevzu ile ilgili iki satır yazıp geçtiği Türk halkına!!!
Yunan halkını örnek verdim çünkü geçen hafta ormanları yanıyor diye ayaklanıp,devletten silah satın alacağına itfaiye malzemesi neden satın almadın diye hesap sordular.Onları ayakta alkışlıyorum bence hep birlikte hem alkışlamalı hem de örnek almalıyız.
Bugün Sn.Kadir Topbaş açıklama yapmış ‘3.köprünün güzergahı belli değil ‘diye.Daha çok değişir zaten öyle ki bir sabah kalkarız ve bir bakarız 3.köprü yapılmaya başlanmış bile hiçbir açıklama yapılmaksızın.Oyuna gelmişiz gene.Ama bir şey fark etmez bizim için,nasılsa ona da tepki vermeyiz.Tıpkı ardı arkası kesilmeyen akaryakıt zamlarına olduğu gibi,tıpkı dünyanın en pahalı benzinini neden biz satın alıyoruz diye hesap sormadığımız gibi,tıpkı bizim ödediğimiz vergilerle alınan metrobüslerin çalışmadığında hesap sormadığımız gibi ,tıpkı FSM üzerinde güçlendirme çalışması yapılıyor diye 18 km’lik yolu 5 saatte kat ettiğimizde yaptığımız gibi….GENE HESAP SORMAYIZ!!!
Demeye çalıştığım o ki;bu işler maalesef yazarak çizerek olmuyor,sesimizi duymak istemeyenlere duyurmanın başka yolları vardır elbet.
Bir sabah ansızın İstanbul’un son kalan yeşil alanlarına iş makinelerinin girmesini istemiyorsak eğer bu kez cesur olalım.İrademize onun bizim yöneticimiz değil,bizim onun yöneticisi olduğumuzu anımsatalım.
Nasıl mı?Örgütlenerek ,gerek sokağa çıkıp ,onbinlerle bir ağızdan aynı şeyi söyleyerek,gerek o iş makinelerinin önünde etten duvar olarak.Bu kez tepkimizi göstererek,bu kez sesimizi duyurarak!Kendimiz için değil,çocuklarımızın yarınları için,bize yüzyıllardır ev sahipliği yapan İstanbul için!!!
Benimle sokağa çıkıp ,geleceğini korumak isteyen el kaldırsın?
Sevgiyle Kalın...