23 Haziran 2010 Çarşamba

Çünkü Ayrılanlar Hala Sevgili…


Gece 00:29


Gökyüzü bir aydınlanıveriyor bir karalıyor.Gök gürültülerini ,şimşekler kovalıyor…


Bilirsin sevmem ben gök gürültüsünü,korkutur beni hep.Üstelik nice sıkıntıya da gebeyim,içten içe biliyorum olacakları…


Bile bile ateşe yürümek benimkisi.İlle yenik düşme isteği bu bende ki…


Ama işte içimde bir yerlerde bir umut var.Küçücük bir umut,hani tutsan ellerimi,döndürsen zamanı eskiye, o en mutlu günlerime,bulsan getirsen eski beni,bana!


Hani diyorum bu kez de sen kaçırmasan o treni,yensen gururunu,yok olmaz demesen.


Hani eskisi gibi olsa her şey,başımı yaslayınca omzuna unutsam ne var ne yok her şeyi…


Hani karışsa gene uykum,uykuna..

Hani yokluğun cehennem olsa ,varlığın cennetten bir köşe..

Sevsen beni gene ,canın gibi,candan öte…

Hani diyorum olmaz mı?


Yollarda duruyorum,düşüncelerime düşünce katıyorum

Soruyorum kendime

Bu mu isteğin ,gerçek mi?

Yoksa şimdi çıksa gelse gene kaçacak mısın?

Gelmediği için mi bunca ısrarın…


Yok diyor içim ,yok istiyorum diyor

Getir onu bana diyor

Getir getirmezsen susmam,uyutmam!

Huzurun olmaz ,hep bir gölge olurum diyor tüm mutlu anlarına…

Getir onu bana diyor içim…


Ne yaparsın işte ben böyleyim…!


22 Haziran 2010 Salı

Yazmadan Geçemedim!!!


FİLİSTİN için yırtındınız da...
Şimdi niçin ortalıkta yoksunuz?..
Niçin sesiniz çıkmıyor?..
Niçin televizyonları çağırıp iki parmağınızı birden sallamıyorsunuz?.. Niçin dünyayı ayağa kaldırmıyorsunuz?..
Nerdesiniz?..
*
Dün kadın okurum, attığı e-mail’de “Yaban güvercinlerini vurdular yine” diyordu...
Her şartta Mavi Marmara gemisinde ölenlerden kat be kat fazla gelen ilk haberlere göre vurulan Mehmetçiklerin sayısı...
Tabii ki onlara da yanmıştı yüreği, vicdanı olan herkes gibi... Ama yaban güvercinleri; bir pis siyasi planın, gemiye doldurulmuş kurbanları olarak ölmediler...
Ya da Filistin toprakları için...
Onlar; yurt topraklarını beklerken, Türkiye rahat uyusun diye, o gece karanlığında vatanları için canlarını verdiler...
*
İyi ama niçin o yeşil bayraklı kalabalıklar Kızılay’a-Taksim’e çıkıp bağırmıyorlar?..
Niçin yurdun dört bir yanında aynı anda mitingler başlamıyor?..
Niçin dinci yazarlar megafonları alıp tepinmiyorlar?..
Niçin toplu gıyabi namazlar kılınmıyor?..
Niçin sesi çıkmıyor mollanın?..
*
Niçin “Dünyayı başlarına yıkarız” diye parmağını dört bir yana sallamıyor ve acele hastanelere koşmuyor Başbakan?..
Hani “van minüt” mü ne?..
Bülent Arınç niçin televizyona çıkıp ağlamıyor?..
Dün “Genelkurmay’dan açıklama bekliyorum” diyebilen TBMM Başkanı, niçin o açıklamayı “açılım”ın mimarı Başbakan’dan isteyemiyor?..
O iktidar milletvekilleri niçin gözlerini sile sile koşup birer çılgına dönmüyorlar?..
Niçin acil kriz toplantıları yapılmıyor?..
Niçin belediye otobüsleri, şehirlerin meydanlarına sembolik “cihat” için bedava insan taşımıyorlar?..
Nerdesiniz?...
Nerde?..

************************
Bekir Coşkun
20 / 06 / 2010
( Habertürk )

SAYAÇ

Sitenizesayac.com