9 Eylül 2009 Çarşamba

Açım Ben AÇÇÇ…!


İşte ben böyleyim,kaçayım buralardan diye can atar sonrada uzaklaşınca başlarım mızıldanmaya.Ama her şeyi özledim ,tek bir gün yetti bana…

Kaldığımız yer tam bir banliyö,çıkıp dolaşsanız gidecek görecek yer yok.Yürüyüş mesafemizde Mc Donalds ve birkaç oto yıkama servisi var.Hal böyle olunca özlem daha da artıyor tabii.

Hele de bugün olanlardan sonra;ofisteki arkadaşlarımla mailleşirken sel felaketini öğrendim.Öğrenmez olaydım.Nasıl paniklediğimi tahmin dahi edemezsiniz.Hemen aklıma olayın olduğu yere yakın oturan ağabeyim ve maalesef olayın olduğu yerin dibinde çalışan erkek arkadaşım geldi.Deli gibi ona buna mail atmaya başladım.Neyse bir şekil ulaştıkta biraz rahatladık.Ama duygusal insanım işte ben,içim hiç huzurlu değil,bir de üstüne kuzenimin havalimanından dönerken o felaketin içinde kaldığını öğrenince dayanamadım,koy verdim gözyaşlarımı.Millet işi gücü bıraktı beni sakinleştirmeye çalıştı.Hala da buruğum,tüm bu olanlar özlemimi arttırdı.

Bir bardak sıcak çayı,beyaz peyniri,adam gibi kahvaltı edebilmeyi,içinde gaz olmayan su içebilmeyi,tadı bir şeye benzeyen bir şeyler yiyebilmeyi,ezan sesi duyabilmeyi ve hatta tuvaletteki musluğu çok özledim.Ama en çok tek bir kelimede olsa Türkçe bir şeyler duyabilmeyi…

Unuttum sanmayın,Gümüş’ümü de özledim.Onu anınca gözlerim gene doldu.Şimdi burada olsa yanıma kıvrılsa mırıl mırıl mırıldasa,ben çayımı yudumlayarak kitap okusam,o ise yanımda uyusa…

Bu gece tipik bir Alman resturantına bana göre tadı tuzu olmayan şeyler yemeğe gittik.Mekan güzel olmasına güzeldi ama dediğim gibi yiyeceklerde iş yoktu.En çok bozulduğum şey ise şu su olayı.Koca memlekette içinde gaz ihtiva etmeyen su bulamadım.Anlaşılan Almanya’ya yerleşen Türkler bir tek yemek konusunda Almanları etkileyememişler….

Bugün sadece bir bardak çay (o da sallama) içebildiğim için şu an baş ağrısından kıvranıyorum.O yüzden erkenden yatıp uyumaya kararlıyım.Birde sizden bir ricam var ,birileri milli maçın sonucunu haber verirse sevinirim.Yarın internete hiç giremeyeceğim dolayısıyla yardımlarınıza ihtiyacım var…

Son olarak biliyorum bu aralar tarzımın dışında yazılar yazıyorum ama söz dönünce bunları telafi edeceğim.Şimdilik benden bu kadar….

Sevgiyle Kalın…

8 Eylül 2009 Salı

Frankfurt’tan Merhaba!!!-Hallo –Hello…



Aslında o kadar yorgunum ki değil yazı yazacak ayak parmağımı oynatacak halim yok.Beni bir süredir sessizliğimden dolayı merak edip aradıkları halde geri dönemediğim herkesten önce çok özür dilerim.(Öykü’m en çok senden)
Ama öyle bir yoğunluk içindey(d) im ki…Yazacak çok şeyim var ama hiç vaktim yok.Başlıktan da anlaşıldığı üzere Frankfurt’tayım.Bu sabah olaylı bir vize serüveninden sonra önce uçakla Belçika’ya oradan karayolu ile önce Hollanda sonra nihayet Almanya’ya vardım.İş sebebiyle buradayım ama inanın biraz uzaklaşmak bu aralar en çok dilediğim şeydi.Herkesten ve her şeyden uzak olabilmek bana çok iyi gelecek.Bir yolun
başındayım şu an,ışığı görüyorum,yaklaşıyorum ama ışığa varacak mıyım bilmiyorum.Çünkü yapmam gerekenler var.Vaz geçmem gerekenler var,değiştirmem gereken huylarım,unutmam gereken anılarım var.Ve
çekmem gereken acılarım….

Biraz buraya varana kadar ki yol serüvenimden bahsetmek istiyorum.Bol bol fotoğraf çektim,yani fotoğraflar bana aittir.Hem Belçika ,hem Hollanda bizim aksimize yeşil ülkeler gördüğüm kadarıyla.Otobanın yanı bile ormanlık arazi.Banliyö diye adlandırdıkları yerlerdeki evlerse ,rüya evlere benziyor.
Almanya şimdilik gördüğüm kadarıyla Hollanda ve Belçikaya nazaran daha az yeşil.Kıskandım açıkcası ,umarım bir gün kendi ülkemi de bu kadar yeşil görebilirim.

Gelirken fotoğrafını çekemediğime üzüldüğüm tek yer Ren nehri ama o sırada bu bünye bir Audi A6 kullanıyordu ki bir daha nasip olur mu bilemem.6 vitesli ,260 km hız yapabilen bindiğim ilk araçtı.Kiraladığımı sanmayın,Avrupa satış müdürümün arabasıydı,kullanmama izin verdi ve beni ihya etti.Hayatım da ilk kez direksiyona geçmişcesine heyecan yaptım,hatta utanmadan söyleyeceğim arabayı kaldırırken stop bil ettirdim.Hem yabancı bir ülke de olmak hem de rüya gibi bir arabayı kullanmak beni çok heyecanlandırdı.Yoldan bahsetmişken söylemeden edemeyeceğim Almanya trafik kuralları açısından tuhaf bir ülke ;zira otobanda birkaç yerde hız sınırlaması var .Onun dışında serbest yani kaç km hız yapabiliyorsanız…İrade sizin.O yüzden sol şeritte fazla duramıyorsunuz ve insanlar son derecede saygılılar bu konuda .Yani bizde ki gibi 80 km hızla sol şeriti işgal altına alan şoföre pek rastlamadım burada.

Benden şimdilik bu kadar,diğer yazılarıma nazaran içerik açısından çok farklı bir yazı oldu ama bu seferlik beni affedin.Fırsat buldukça burayla alakalı yazmaya çalışacağım.


Sevgiyle Kalın…

SAYAÇ

Sitenizesayac.com