19 Mayıs 2009 Salı

Bana Gitme Demedin


Bu mektup sana;son bir yıldır hep yanımda olan ama aynı zamanda beni hep uzakta tutabilmeyi başaran sana.Hiç sevdiğini söylemeyen ama belli etmekten de çekinmeyen,son bir yıldır geçirdiğim tüm kötü şeylerde yanımda olan beni yalnız bırakmayan sana.

Evet,böyle liseli kızlar gibi tarih tutmayı hiç sevmem ama 6 Haziran’da bir seneyi dolduracak ilişkimiz.Ayrı ayrı hayatlarımız için pekte iç açıcı bir sene sayılmazdı ama birlikteliğimiz için güzel sayılırdı her şey.Hatta şimdi durup buradan baktığımda aslında ne kadar çok yol kat ettiğimizi,birbirimizi ne kadar çok benimseyebildiğimizi görebiliyorum.

Aslında bunları yazmak benim için çok zor.Ben ki fırtınalı aşklara alışık bünye,inişlerin çıkışların kraliçesi,nerde hareket orada bereket dercesine aradan oraya koşuşturan insan nasıl oldum da kendimden bu kadar zıt bir insana aşık oldum şaşılacak iş.

‘Aşık oldum’ ;oldum mu bilmiyorum.Sanki sen orada beni bekliyordun.Tüm acılarımı dindirmek,beni sakinleştirmek,durgun sularında ,çocukken annemin kucağında yaptığım tren seyahatlerinde ki gibi sallaya sallaya uyutmak dinlendirmek için.Seni sevdim ben,hem de çok sevdim.Her gün daha çok sevdim.Seninle uykuları sevdim,yemek hazırlama telaşlarını,kurarlarını sevdim.Gerçekte göstermediğin sevgini,uykunda yada ben hastayken göstermeni sevdim.Önemsedim seni ben.Biliyorum yapmamalıydım ama hayatımın ortasına yerleştirdim ve seninde öyle yapmanı bekledim.

Evet bekledim…Aslında çok şey beklemedim senden dedim ama bekledim.Beni hayatının ortasına koymanı,bana vakit ayırmanı bekledim.Taşıdığım yüklerden ağrımış sırtımı sana dayamayı bekledim.Beni hala beğendiğini arada bir de olsa belli et bekledim.Eskiden olduğu gibi Ortaköy’de çay içmeyi, arada bir sinemaya gitmeyi yada sahilde yürümeyi bekledim.Sokakta yürürken elimi tutmanı bekledim.Sabahları çıkarken beni öpmeni, akşamları geldiğimde sarılmanı bekledim.Daha çok coşku daha az yergi bekledim.Yaptığım yemekleri beğenmeni bekledim.Ama sen bana bir gitme bile diyemedin.

Doğru hatalıydım,saçmalıyordum.Kontrolümü kaybetmiş ve fevri hareket ediyordum.Normalde umursamayacağım şeyler için onca emeği sokağa atmaya kalkıyordum.Ama yorgundum,ama bezmiştim,ama söylemiştim ve ama sevgi bekliyordum.Güçlü,yürekten gelen,kadın kalbimi ısıtacak,korkutacak,diz çökmeye zorlayacak kuvvetli bir sevgi.

Her şeyin azıyla yaşayabilirim bu dünyada.Daha az parayla, daha az gıdayla,daha az alışveriş yaparak ama sevginin azıyla yaşayamıyorum sevgilim.Ya çok sev beni, benim seni sevdiğim gibi yada bırak gideyim.Böylesi inan daha zor,benim kalbim hala senin,hala radyodaki bir şarkıyla dalıp gidebiliyorum içinde sen olan hayellere,hala ben bu adamı seviyorum diyebiliyorum resimlerine bakınca ve hala sevgimi korkmadan söyleyebiliyorum sana ya da tüm evrene.Ya sen sevgilim?Kalbin hala aynı mı benim için?



Yazarın Notu;Alışkanlık oldu artık her yazıya çektiğim bir fotoğrafı eklemeye çalışacağım.Umarım beğenirsiniz.

Sevgiyle Kalın…



2 yorum:

Erkan Şen dedi ki...

Birinin git demesini beklememek lazım, nasıl gel denmesini beklememek gerekiyorsa...Yaşayabildiğin kadar kendince yaşamak lazım hayatı. Ne karşındakinin sana uymasını beklemeli ne de sen ona uymalısın. Eksiklikler ve fazlalar bir bütün oluşturmalı... Ve sonun da o bütünlük bozulduğunda yürümeli sadece, unutmadan arkadakileri ileri bakarak.

Başak BAŞOL dedi ki...

Erkancığım,

Dediklerine katılıyorum katılmasınada adı üzerinde ilişki...Karşılıklı bir alışveriş var yani ve doğallıylada beklentiler giriyor devreye,yani esasen çekip gitmesi kolay,kalması zor...

Sevgiyle KAL

SAYAÇ

Sitenizesayac.com