21 Nisan 2010 Çarşamba

Yazıklar Olsun

1500 tane yazı yazacak kadar olay geçiyor başımdan ama benim şu ellerim bir türlü buluşmak istemiyor klavyeyle…


Neden böyle oldu ,neden sustum ben ve nerede patlayacağım hiç bilmiyorum.Bildiğim tek şey uzun boylu sessizliklerim hayırlı değildir pek benim.


Dinlemiyorum pek kendimi bu aralar.İç seslerim başladı mı konuşmaya ya telefona sarılıyorum ya bir işe veriyorum kendimi.Hiç bir şey bulamazsam kitap okuyorum bol bol.Öylesine saldım kendimi,gidiyorum hayatın içinde…


Ama dün öyle bir şey oldu ki yazmasam olmaz;


Her sabah olduğu gibi II. Köprü yolunda işe gitmekteydim.Kavacık’a az bir mesafe kaldığı için sağ şeritteydim.Birden sol şeritte seyreden bir Range Rover önüme attı kendini.Çaresiz kaza yapmamak için emniyet şeridine çıktım ve çıkar çıkmaz az ilerde duran motorize polis aracını fark ettim.Daha önce de aynı yerde ceza yediğim için bilinçaltım olay yerinden hızla uzaklaşmamı söyledi ki zaten toplasak emniyet şeridini mecburi ihlalim 5 sn sürdü.100 metre sonra tamda tahmin ettiğim gibi polis tarafından durdururdum.Ben o ana kadar polis tarafından durdurulduğumu sanıyordum ama polis ,polis değil piskopat manyak çıktı.


Önce bir günaydına bile gerek duymayan memur arkadaş ehliyetimi ve ruhsatımı aldığı gibi uzaklaştı.Ben de arkasından arabadan inip diğer memura ki bu sırada bana ceza kesmekle meşguldü,olayı anlatmaya çabaladım.Çabalamaz olaydım,nerede yaşadığımı unutmuştum hanidir ,hatırlattılar.Diğer memur benim sezeyanıma hemen yetişti.Bana sert bir dille arabama geçmemi söyledi.Bense hala hatalı olmadığımı anlatmaya çalıştım ama işte dedim ya unutmuşum,kimliğim de yazan T.C ibaresini unutmuşum.


Arabama geçip çenemi tıkamazsam arabamı bağlayacaklarını söyledi beni durduran memur .Bunu hangi gerekçe ile yapacaklarını sorduğum zaman da ‘Bu işin çok kolay olduğunu ,elbet bir bahane bulabileceğini ve beni süründürmek isterse günlerce süründürebileceğini ‘ aynı yazdığım gibi telafüz etti.İsyan etmekle etmemek arasında kaldığım o saniyelerde bu kezde bana kesilen cezayı imzalama krizi koptu.Çünkü imza atarsam cezayı red etme hakkım olmayacağından imzalamak istemedim.Ama benim sade bir vatandaş onunsa benim hayatımı cehenneme çevirebileceğini söyleyen memur arkadaş tehditleriyle imzamı almayı da başardı!!!


Olayın bundan sonrası daha da trajikomik .Çünkü ofise vardığımda ilk işim bu polis kılığında gezen adamları nereye şikayet edebileceğimi sorgulamak oldu.Öğrendiklerim korkunçtu.Çünkü bir avukat vasıtasıyla edindiğim bilgi aynen şöyleydi;


Polis arkadaşları bağlı oldukları şubeye şikayet etmem gerekli idi ve bir hukuk adamı tek başına yaşayan bir bayana bunu hiç tavsiye etmem diyebildi bana! Çünkü adam anlattığım kadar psikopat ise zaten elinde mevcut olan kimlik bilgilerimle aynı dediği gibi bana hayatı cehennem etmesi hiçte zor değilmiş.!!!


Çalışma arkadaşlarım da avukat arkadaşı doğrular yönde konuştular ve hatta kendi çevrelerinden onlarca örnek verdiler.Aslında onların örneğine lüzumda yok çünkü gerek televizyonlardan gerekse yazılı basından sürekli benzer haberler okumuyor muyuz hepimiz???


Üzerine çok bir şey yazmak istemiyorum…Tek söyleyeceğim o polisi Hak’ka havale ettiğim.O bilir kime ne yapacağını…Adaletin böyle işlediği bir ülkede biz sade vatandaşlara O’na sığınmaktan başka yol kalmıyor zaten!



5 yorum:

öykü dedi ki...

Basak cok guzel zaman gecırmıs neselı bı sekılde eve donmustum sımdı senın satırlarını okurken bı anda
cok fena hıssettım kendımı
:( cok ta uzuldum..
ıkıncı kopruden hep cok korkardım ben
bı kez bı kamyon yuzunden cok ters bısey yasamıstım

ama senın kı cok farklı :(
cok cok uzuldum
Gecmıs olsun..
neler hıssetıgını anlıyorum canım benım cok uzgunum:(

Başak BAŞOL dedi ki...

Öyküm,

Canını sıktığım için gerçekten üzgünüm.Umarım kimsenin başına böyle şeylerin gelmeyeceği bir ülke olur Türkiye birgün...

Öpüyorum seni...

öykü dedi ki...

Ne olursun uzulme
:(

Ne dıyeyım Allah daha kotu seylerden korusun..
Ben de senı cok opuyorum

Başak BAŞOL dedi ki...

Yok yawrum,zaten hiçüzülmedim.Hissettiğim üzüntü değil ,Öfke!!Bu denli aciz bırakılışımıza,nasıl bu hale getirirdiğimize ve bu şehir eşkiyaları ile yaşama zorunluluğumuza duyduğum öfke...

Üzgün değilim ve sende sakın üzülme...

Canımsın.

Aslısın dedi ki...

O aciz olma, bırakılma duygusu zaten insanı en çok yaralayan. Allah hepsini bildiği gibi yapsın. Sonra da reklam yapsınlar, ne halk dostu, bizim için çalışan insanlar olduklarına dair. Elbette iyileri var ama geneli bu işte. Üniformayı giyen ne amaçla giydiğini unutuveriyor diye genellemeye gitmem ayıp olur mu?

SAYAÇ

Sitenizesayac.com