Son iki haftadır daha önce de bahsettiğim gibi Pastacılık kursuma gidip geliyorum.Cumartesi 9:30 -13:30…O yataktan sürünerek kalkarak,kendi kendime defalarca tekrarladığım ‘Hadi Başak ,geç kalıcaksın’ nidaları eşliğinde bin zahmet gidiyorum.Kurs hakkında şimdilik söyleyebileceğim iki şey var;
1- Çok ta beklediğim gibi değil..
2- Fotoğraf çekmeme mani oluyor!!!
Tabii bu arada son iki haftadır,ayakta uzun süre kalmaktan dolayı zaten var olan sırt ağrılarıma bir de bel ağrıları eklendi o da ayrı bir şey.Ve bu salak bünyenin düşündüğü tek şey ise ilerde olurda çocuk sahibi olmaya kalkarsam bu bel ağrıları engel olur mu acep oluyor?
Bu aralar hep bir şeylerin arasındayım.Hep birileri bir tarafımdan çekiştiriyor beni.Bir çok neşeli bir salya sümüğüm.Yoruldum,aile içi gerginliklerden,uzlaştırıcı abla rolü üstlenmekten,bir şeylerin hep sürüncemede kalmasından ,bu duyarsız ülke de duyarlı bir vatandaş olmaktan,görüpte değiştiremediklerimden,göz yumduklarımdan,bin kere tövbe edip sonra gene yaptıklarımdan yoruldum.Fotoğraf makinemi de alıp kaçmak istiyorum.Gidip gene ıssızlıkları,yalnızlıkları çekmek istiyorum.Bir şeyler değişmeden de dönmek istemiyorum.Oysa her şeyden vazgeçebilmek ne güzel bir erdemdir diye düşünmeden edemiyorum.Hiçbir şeyi olmayanlar ne mutludur diye düşünmeden edemiyorum.Ama bir türlüde vaz geçemiyorum her şeyimden…
‘Bu gün kurstan dönerken,trafikte dalıp gitmişim.Uzun bir süredir ekonomik krizden ötürü maddi ve manevi yaşadığımız sıkıntıları düşünüyorum sıcak arabamın içersinde.Gereksiz tüketememenin,harcadığım her kuruşu hesap etme zorunluluğunun gerginliği var üzerimde.Bu düşünceler içindeyken,duran trafikte bana doğru yaklaşan bir adamı seçiyorum. Bu soğukta arabasında oturanlara mendil satıyor.Kolunun biri sakat…Arabanın camını açıyorum,gözgözeyiz…Gördüğüm en güzel gözler onlar..Masmavi bir çift içi gülen göz,belki yaşı benden çok ama yüzü bir bebeğin ki kadar saf…İçim parçalanıyor…Nasılda mutlu bakıyor bana…Avucuna bozuk paralarımı bırakıyorum,mendillerden birini uzatıyor.Bir şey söyleyecek gibi oluyor,vaz geçiyor sonra…Bense iki gözü iki çeşme ağlıyorum,hıçkıra hıçkıra,çocuklar gibi,direksiyona vura vura ağlıyorum…'
Ağlıyorum ama adama acıdığım için mi,kendime acıdığım için mi,onun mutluluğunun sırrını bildiğim halde bir türlü eremediğim için mi,göze alamadıklarımın bedelini çok kötü ödeyeceğim için mi,asıl zavallı bizler olduğumuz için mi bilmiyorum.Sadece katıla katıla ağlıyorum.O ise halime üzülerek ekmeğinin peşinde bir başka arabaya doğru uzaklaşıyor…
Söyleyin şimdi bana hangimiz daha mutlu???
11 yorum:
belkide biz mutlu degilizde mutlu olmaya cabaliyor olabilir miyiz peki o adaminki mutluluk ise bide bu yonden bakinca sence kim mutlu yani psikoloji'de bir pollanacilik diye birsey vardi sanirim yanlıs hatırlamıyorsam belki biz pollanacilik oynuyor gibiyiz olamaz mi?
Güzel arakadaşım, bu günde beni yanlız bırakmayıp ziyaretime geldiğiniz için teşekkür ediyorum, güzel dilek ve temennileriniz beni çok mutlu etti, sağolun, iyi ki sizleri tanıdım.
Bu arada bugün sizlere çok güzel bir konu hazırladım, bu paylaşımımı gelip görmenizi isterim, böyle değişik şeyleri paylaşmak beni ayrıca mutlu ediyor, güzel bir pazar günü diliyorum, sevgiyle kalın.
canım ben de mimin ve ödülün var.:)
çok güzel yazmışsın her zamanki gibi.yüreğine sağlık.
Çağlarcım,
Valla ben olayın başka tarafına dikkat çekmek istedim ama tabii senin ki de bir bakış açısı...Paylaşımın için teşekkür ederim...
Sevgiyle Kal...
Sevgili Gelincik,
Paylaşımların inanılmaz güzel ama ah bir bilsen ben iğneyi ipliğe geçirmek için 10 dakika uğraşıyorum.Doğuştan özürlüyüm böyle konularda...:))
Bu arada tabii ki yanında olacağız.Aile olmak böyle değil midir.İyi anlarda ve kötü anlarda hep yanyana omuzomuza...İyi ki varsın diyorum tekrar...
Sevgiyle Kal...
yok senin dediginde dogru aslinda neyse ya... :)
Merhaba,
Yazıyla alakalı değil ama "Mim"lendiniz.
Bilginiz olsun.
Saygılarımla
http://harbiye.blogspot.com/2010/01/onemli-mim.html
Sevgili Başak Başol,
Belki bana kızabilirsinizde olsun ben yine de söylemeden edemeyeceğim. "Acıma, acınacak duruma düşersin" derim.
Çünkü insanoğlu çiğ süt emmiştir iyiliği unutandır, iyilikten anlamayandır.
Sevgi ve Saygılarımla
canımm mimini cevapladığında Aysema öğretmenin şu yazısına yorum olarak not düşebilir misin?
http://ruyalargercekoldu.blogspot.com/2010/01/aysemadan-blog-dostlarina-sobee.html
Sayın Haykırış,
Ben uslanmayanlardanım ve uslanmayacağım .Aslında açık konuşmak gerekirse ben acımaktan öte onu kıskandım...!
Sevgiyle Kalın..
Kamikazecim,
Anlamadım ki ben ne yapmam gerektiğini?Daha açık anlatsana
Sevgiyle Kal
Yorum Gönder