10 Kasım 2009 Salı

1938 yılı 10 Kasım Sabahı…


Ankara’ya kış soğuğu çoktan çökmüştü o yıl.Her kıştan farklı hepimizin üzerinde bir tedirginlik ,bir korku vardı.Büyüklerimiz sürekli bunu konuşuyor ,yaşlılarımızsa dua ediyorlardı.Mustafa Kemal hastaydı ve durumu ağırdı.

O gün siyah önlüklerimizi giyip çamur yollardan geçerek okulumuza varmıştık gene,hepimiz okuduğumuz için her gün bin kere şükrederek ,bizi okula bin bir zorlukla yolluyan ailemizin yüzünü kara çıkarmamaya uğraşıyorduk.Çünkü o yıllarda hele de kız çocuğuysanız okumanız çok zordu.Sebep gericilik değildi ama fakirlikti.

Ben şanslıydım gene,babam terziydi,hemde bir dönem Mustafa Kemal’in terziliğini yapmış ve hatta bu vesileyle bende bizzat Paşa’yla tanışabilme fırsatına ermiştim.Tanışma derken daha çok küçük olduğumdan beni kucağına alıp sevmişti.Ama o küçük yaşıma rağmen ömrüm boyunca o anı hiç ama hiç unutmadım.

Üçüncü ders cebirdi.Çok iyi değildi aram cebirle ama gene de dersi can kulağıyla dinliyordum.Derken bir çığlık koptu dışardan,ne olduğunu anlamamıştık.Dersi anlatan öğretmenimiz o da meraklanmış olacak ki bizi sessiz kalmamızı tembihleyerek dışarı çıktı.Geri geldiğinde gözleri yaşlı,yüzü kireç gibiydi.Hepimizin yanına tek tek gelerek birer birer yakalarımızı çıkardı.Neler olduğunu anlayamayan bizse hala sessiz sessiz bir açıklama bekliyorduk.Ama içimizden bir ses kötü bir haber alacağımızı çoktan söylemişti bize.Sonunda beklenen haberi öğretmenimizin titreyen sesinden duyduk;

- Mustafa Kemal’i kaybettik çocuklar!

Ölen annemizmiş gibi babamızmış ki ağlıyorduk…Bu böyle günlerce devam etti.Üç ay boyunca beyaz yakalarımızı takmadık.Biz öğrenciler de ,çalışanlarda evde annelerimiz de ve hatta gökyüzü bile simsiyahtı…

Bana bu yaşadıklarını anlatan ,o anı hepimizden daha derin yaşamış olan Nazan Erbütün’e kucak dolusu sevgilerimi sunarım.Nur içinde yat anneanneciğim…

Evet ben de 71 yıl önce aynı anneannem gibi simsiyahtım bugün.Ve ben de tıpkı anneannem gibi tıpkı annem gibi Cumhuriyet Kadını olarak doğdum,gerekirse bunun için kanımın son damlasına kadar savaşarak ta öleceğim.Ve belki de bir başka Cumhuriyet Kadınının annesi olmaya da adayım…

‘ Atam,sana bugün bir kez daha rahat uyu diyorum.Çünkü farkındayız,dışarda ve içerde bütünlüğümüze kast etmiş düşmanların farkındayız! Hepimiz senin izinden yürüyen Türk Gençleriyiz.Oradan baktığında azınlık gibi dursak ta senin de dediğin gibi bizlerden biri bile dünyalara bedel ve eğer güç kullanmaya gerek duyarsak damarlarımızda akan kanında bilincindeyiz!!!’

Seni Saygıyla Anıyoruz…


A.Başak Başol…Bir Cumhuriyet Kadını….


Fotoğraf:Benim objektifimden...

2 yorum:

Adsız dedi ki...

çok etkileyici.. yüreğine sağlık.

son satırlar ürpertici güzel.. fotoğraf da öyle.
evet bilinçsizler çok ama bilincin üst sınırında yaşayanlar var ve bunu bilmek yeter bizlere..

Başak BAŞOL dedi ki...

Veragocuğum,

Sağolasın,benim de en beğendiğim yazılarımdan biri oldu.

Senin gibi bir dosta sahip olduğum için çok mutluyum!!!

Sevgiyle Kal.

SAYAÇ

Sitenizesayac.com